Abdullah Avcı: Arda Turan'ı çok istiyorum

İşte Abdullah Avcı'nın açıklamaları;

‘Kimse gitmek istemiyor’

“Büyük takım gibi oynayabilmek için Clichy’yi aldık. Bizim takımdan zaman zaman gitmek isteyen oyuncular olurdu. Ancak biz bu kez böyle bir şey yaşamadık. Bu çok önemli. Şampiyonluk çok çok zor değil. Biz nasıl ayakta kalırız, oyun kalitemizle. Kazanma karakterli oyuncularla beraberiz. Futbolda yaşanan kaotik ortamlar, yapılan baskılar... Bunlara karşı ne kadar saha içinde kalabiliyoruz bu önemli.”

‘Taraftarsız büyük takım’

“Geçen gün bir meslektaşım, ‘Taraftarsız büyük takım oldunuz’ dedi. Bunu artık gittiğimiz her yerde hissediyoruz. Şu an 13-14 takım bize karşı bekleyerek oynuyor. Tam olarak olmasa da bireysel olarak profesyonel destekler de alıyorum. Bazen televizyonlarda bizim saha içindeki gerginliğimizden daha fazla gerginlikler görüyoruz.”

‘Büyüklerden teklif aldım’

“Yarışmacı hoca olduğumdan beri büyük takımlardan çok teklif aldım. Ancak bunun için doğru bir zaman olması gerektiğini düşünüyorum. Benim çıktığım bir yol var ve kader birliği yaptığım insanlar var. Benim için adalet ve ahde vefa çok önemli. Kimseyi yarı yolda bırakmadım. Süreç ne olur bilinmez. Olursa olur... Ben bunun en zirvesini yaşadım: milli takım... Şu anda burası Avrupa’da nasıl marka olabilir onun peşindeyim. Yurtdışından takımlar artık gelip projemizi incelemeye başladı. En büyük hayalim buranın şampiyon olması. 3.5 senede 2 kez 4. olduk. 2.’lik var. Brugge’u elemişiz. Yarıştığımız takımlar Sevilla ve Beşiktaş şu anda son 16’da. Baktığınız zaman bunlar şampiyonluk kadar değerli. Bir sene şampiyon olursun, 10 sene kaybolursun. Biz kalıcı başarı peşindeyiz. Bu beni heyecanlandırıyor.

‘Ekibimden 3 hoca çıktı’

“Ben ekip çalışmasına inanırım. 9 kişi var altımda. Günlük rutin toplantılarımız var, hoca ve oyuncu grubuyla. Her şeyi ben bilemem. Herkesin fikrini dinlerim. Farklı bir göz bazen çok şey kazandırıyor. Ben demokrat bir ortamda çalışmayı seviyorum. Liderlik kavramı artık değişti. Önceden lider çemberin içinde, karizması olan, masaya yumruğunu vurandı. Ama artık vizyonu ortaya koyan, bunu takip eden ve son sözü söyleyen kişi liderdir. Akhisar’la Malatya’yı peşpeşe oynadım. İkisinde de yardımcılarım vardı. Tayfun’la da devamlı konuşuyoruz, Bundesliga’daki gelişmeleri onunla takip ediyoruz. Orhan Ak 4 sene evvel ‘ben top oynamak istiyorum’ dedi. Dedim ki benim planlamamda yoksun. ‘Ama ben seninle çalışmak istiyorum’ dedi oyuncu olarak. 35 yaşındaydı, iyi çalışıyordu. Ama kadroya almıyordum. Dedim, ‘sen ne yapıyorsun, al şu bilgisayarı oyuncu izle’ (Gülüyor)... Öyle antrenörlüğe başladı, bugün yardımcım.”

‘Arda Turan'ı çok istiyorum’

Başakşehir’e imza atması an meselesi olan Arda Turan hakkında da konuşan Abdullah Avcı, şunları söyledi: “Mourinho’yu o zamanlar daha yeni tanıyorduk ama Arda bana ‘Apo Mourinho’ derdi. O zamanlar bile dünyayı çok yakından takip eden, geniş açıdan bakabilen bir oyuncuydu. Barcelona’yla Atletico’nun oyun ve çalışma planları farklı. 2003’ten beri Arda bizim ailenin bir ferdi. İki oğlum var, o büyük oğlan. Atletico, oyun disiplini ve çalışma temposu çok yüksek olan bir takımdı. Arda bu sistemde çok önplana çıktı.

‘Kendi hataları da var’

Barça’da ise 3 günde bir maçın olması, dünyanın en büyük kulübü olması, idman temposu düştü. Son 2 yılda ülke içinde yaşadıkları da onu zihinsel olarak yıprattı. Hataları da var. Ben bunu kendisine de söyledim her zaman. Bana göre hatası, ona göre değil ama söyledik. 87 grubunun hepsini kullandım. Arda ve Mehmet Güven hariç.

‘Çin’i istemiyor’?

Burada Göksel Başkan abisi gibi, Emre abisi gibi. Ben hem hocası hem abisi gibiyim. Konuştuk. Planlamasını sordum. İngiltere’den İtalya’dan teklifler olduğunu söyledi. Çin’den de çağıranlar var ama gitmek istemediğini söyledi. Arda her teknik adamın görmek isteyeceği, özellikle benim çok isteyeceğim bir oyuncudur ama kolay kararlar değil.

‘Sanatçılar var sahneler bozuk’

Biz oyun oynayan bir takımız. Futbola bu kadar yatırım var. Ancak sahalar iyi durumda değil. Karabük’te Ankara’da sahaların durumu kötü. Antalya’dan örnek verelim. Bu kadar kaliteli oyuncular alındı, sanatçı oyuncular bunlar. Yani sanatçıyı getiriyorsunuz ama sahneler bozuk. Geçen hafta yardımcılarımı Manchester City’ye yolladım. Clichy sağolsun randevu aldı. Gittiler, orada incelemeler yaptılar. Antrenman sahaları ve maçın oynandığı sahanın zemini standart, aynısı yani. Aynı firma yapıyor. Bizim de standartlarımız tüm ligde aynı olmalı ki kalite artsın. Dünyadaki gelişmeleri ekibimle çok yakından takip ediyoruz. Bu iş tamamen kendini odaklamak, geliştirmek ve dönüştürmekle oluyor. Bilimdeki, sağlıktaki, analizdeki detaylar çok önemli. Oyuncuyu fiziksel ve taktiksel olarak geliştirmek mesele.

‘İngilizcemi geliştiriyorum’

4 senedir yarışın içindeyim, liderim. Ceketimi iliklesem, hiçbir şey yapmasam Türkiye’de 10 yıl çalışır mıyım, çalışırım. Ama bu iş artık böyle bir iş değil. City’ye, Barça’ya, Atletico’ya gidiyoruz, araştırıyoruz. İngilizcem az... Tek eksiğimin bu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda planım var. Milli takımdan ayrıldıktan sonra 1 yıl çalışmayacağım demiştim. O süreçte halletmeliydim ama planlar istediğim gibi gitmedi. İnşallah onun da üzerine koyacağız.

3 yıldızı için kısa kısa...

Adebayor: Lider

Visca: Olmazsa olmaz... Kötü pas atar, kötü koşmaz.

Emre: Kazanmak... Her zaman kazanmayı istiyor. İdmanda bazen onu bir tarafta değil, joker olarak oynatıyorum. Çünkü bir tarafta olduğunda, oyun gerginleşebiliyor (Gülüyor). Sayı bir fazla olduğunda Emre’yi joker yapıyorum hemen.

En beğendiği hoca??

''Ben en fazla Pep’i beğeniyorum. Barça’da, Bayern’de, şimdi City’de... Oyunu çok ayrı, çok başka oynuyorlar. Ben de aslında oyunu o planda oynamak istiyorum ama onlar biraz hızlılar.” (Gülüyor)

‘Clichy ile kahve içerken...’?

Clichy Arsenal’de 8, City’de 6 sene oynadı. Haftada bir otururuz kahve içer, konuşuruz. Böyle şeyler söylemeyi sevmem ama, ‘Ben ilk kez burada 23 oyuncunun da hocasına inandığı bir ortam gördüm’ dedi. Bu adam 14 sene Premier Lig oynamış. Bunu söyletemezsin. İletişimle, duyguyla alakalı biraz da bu.

(Fanatik)