DİYARBAKIR’A gelmeden maç atmosferini çok merak ediyordum. Seyrantepe’ye gelişimiz ve güvenliğin kuş uçurtmaması maçın atmosferini yumuşatmıştı. Ancak Amed cephesinden gelecek protesto beklendiği için maç başlayana kadar gerginlik de devam ediyordu. Savaş uçaklarının sesleri, yabancı futbolcuları şaşırtsa da hem havanın güzel olması hem de makul sınırlarda kalan protesto gözümüzü saha içine çevirdi.MAÇIN tansiyonunu açıklamak adına protokol tribününde yaşanan olayı anlatmak isterim. İlk yarının ortalarında hizmet yapan çaycının düşmesi ve çıkan ses oradaki herkesi o kadar çok tedirgin etti ki, bir anda ‘Olay var’ diye ayağa kalkıp ne olduğunu anlamaya çalıştık. Olay aydınlandığında ise gülmekten kendimizi alıkoyamadık. Ayağı takılıp düşen ve kendisi de bu olaya gülen çaycı bir arkadaş!GELELİM maça. Çeyrek final için orantısız bir eşleşme olsa da ligi düşünerek rakibini ciddiye aldı F.Bahçe. Ama esas olan rakibi saha içinde ciddiye almaktır. Yenilen ilk gole bakıyorum ciddiyetten uzak bir görüntü vardı sahada. Amed erken öne geçti. Ama yenilen gol beraberinde F.Bahçe adına ilk 45 dakikada 2 gol getirdi.TURU RAHAT GEÇER 2. yarı nispeten rahat geçer tahmini vardı. Antalya maçında 2 dakikada yenilen 2 golü hatırlarsınız. ‘Ders çıkarın, aynısı bir daha olmasın’ dedik, yanlış anlaşılmış! Amed’den de yediler. Başkan ‘kupada aldığımız sonuçları önemsemiyoruz’ diyor da kusura bakmayın formada F.Bahçe yazıyor. Sahadaysan oynayacaksın.3. golden önce Alper ile Şener’in atağa çıkarken bir top kaptırması var evlere şenlik. Büyük takım rakip seçmez ama seçti. Ramazan’ın gayretleri olmasa, yenilebilirdi de F.Bahçe. Genç oyuncu eline geçen fırsatları hep iyi kullanarak ‘kupa beyi’ oldu. F.Bahçe için tek artı da buydu zaten. Sarı-lacivertlileri haklı bulduğum konu ise zeminin çim görünümlü tarla olması ve sahada futbol oynamanın zorluğu. F.Bahçe böyle oynamaya devam ederse 3-3’lük skor rövanş için Amed’e yeter de artar bile!