Beşiktaş'ın yeni transferi Nicolas Lodeiro ülkesi Uruguay'ın Nacional takımında henüz 18 yaşında forma giymeye başlamış ve 2009 yılında hem lig hem de Libertadores'te gösterdiği gelişim ve sergilediği performansla aynı takımdan yetişen Luis Suarez ile birlikte ülke futbolunun harika çocuklarından biri olarak gösteriliyordu.Groningen'den Ajax'a aktarmalı geçiş yapan Suarez'in aksine, Ajax onu tereddütsüz transfer etti. Hem topla hem topsuz gösterdiği hızı, kıvraklığı, kolay adam eksiltmesine yol açan üst düzey tekniği, çok iyi kullandığı sol ayağı ve yürümekten daha fazlasını yaptığı sağ ayağıyla Amsterdam Arena'da uluslararası bir yıldız olması bekleniyordu ama olmadı.Ajax'ta potansiyeline ulaşamayıp, düşüş yaşadığı iki yılın ardından Güney Amerika'da bir takıma transfer olmak istedi ve 2012 olimpiyatlarının ardından vatandaşı Loco Abreu'nun da forma giydiği Botafogo tarafından satın alındı. Botafogo, bu transferin hemen ardından Ajax'ta futbolu öğrenen uluslararası bir star olan ve Lodeiro'nun idolüm dediği Seedorf'u da kadrosuna kattı.Beraber çıktıkları ilk antrenmandan sonra Seedorf, yeteneğinin farkına varmak için bir antrenman yeterli demiş ve atletik çatısının kalitesi için de özel fizyoterapisti Leo Echteld'i referans vermişti. Echteld aynı zamanda Van Persie, Kuyt, Sneijder, De Jong gibi isimlerle de özel olarak çalışan ve Marwijk döneminde milli takım bünyesinde çalıştırılmadığı için futbolcularla federasyon arasındaki tartışmanın odağı olan, alanında uzman bir isim.Oswaldo de Oliveira yönetiminde iyi bir 4-2-3-1 takımı olan ve geçen sezon ligde uzun süre zirve mücadelesi yapan Botafogo takımında, Nicolas Lodeiro genellikle solda, Almeida vari bir santrfor olan Rafael Marques'in arkasındaki 3'lüde görev yaptı. İdolü Seedorf ile kalitesini yansıtması bekleniyordu ama en iyi oyununu Hollandalı yokken görev yaptığı forvet arkasında sergileyerek ironik bir duruma yol açtı. Botafogo'da asıl parlayan, hem oyun içi istikrarı hem de skora doğrudan katkısıyla Vitinho oldu ve 10 milyon avro bedelle CSKA Moskova'nın yolunu tuttu. Lodeiro ise ters kanattaki takım arkadaşının aksine kopuk kopuk oynayan, istediği başlangıcı yapamadığında oyuna küsen, karar anlarında tercih hataları göze çarpan, zaman zaman müthiş maçlar çıkarsa da bazen kanser eden, inişli çıkışlı bir grafik sergiledi.Teknik ve taktik açıdan bariz bir defosu olmamasına rağmen, mental olarak yeterince güçlü ve olgun olmayışı sebebiyle, umut dolu ve iyi başlayan Brezilya günlerinin özeti 'istikrarsız' oldu. Geçen sezon Botafogo formasıyla çıktığı 26 maçta 5 gol 2 asistle oynadı. Beşiktaş'ın kiralık olarak Lodeiro'yu transfer etmesinin altında yatan durum bu olsa gerek. Lodeiro, şayet geçen sene Brezilya liginde Haziran - Ağustos ayları arasındaki yüksek performansına ve formuna kavuşabilir, standardı haline getirebilirse Beşiktaş için çok değerli bir silah ve vazgeçilmez bir isim olur, aksi takdirde geri gönderilir. Brezilya'da ligler devam ettiği için fizik açıdan hazır geliyor oluşu, henüz 24 yaşında olması, kariyerini özellikle de yazın yapılacak Dünya Kupası öncesinde parlatmak istiyor oluşu avantaj. Slaven Bilic eğer taraflı tarafsız herkesin ilgi ve övgüsünü kazanan sıradışı karakterini Lodeiro üzerinde itici bir güç olarak kullanabilir, mentörlük yapabilir ve oyuncunun güvenini gittiği yerden geri getirebilirse, sadece siyah beyazlı taraftarlar değil Uruguay futbolu da kayıp hazinesini bulduğu için ona minnettar kalacaktır.