F.BAHÇE ile ilgili her hafta aynı cümleleri yazmaktan, Stadyum’da söylemekten bıktım ama teknik direktör Dick Advocaat aynı takımı izlemekten bıkmadı. Dünkü 11’i görünce şunları sordum kendime; Acaba bu maç bir Avrupa kupası rövanşı mı? F.Bahçe deplasmanda mı oynuyor? Dick Advocaat’ın Süper Lig’deki gerçek ligdeki hedefi ne? Kenarda 4 hücumcu var, sahada 3 defansif, 1 yarı ofansif orta saha oyuncusu var. Bir gün önce babasını kaybeden Jeremain Lens tek başına çabalıyor sahada. Takımın en iyisi açık ara o. Diğerleri ise ‘idare edeyim’ havasında adeta!BİR ŞEY DEĞİŞMEZ!DEDİM ya, sanki ilk maçı kazanmış ama rövanşta beraberliğin yeteceği, bulursak bir gol atarız düşüncesiyle oynayan bir takım görüntüsü. Ne organizasyon var, ne üretkenlik. Üstelik, defansif bir kadroyla oynamasına rağmen konuk takım Osmanlıspor’un pozisyonları çok daha fazla. Çünkü F.Bahçe fizik kalitesi yeterli olmasına rağmen önde baskı kurmuyor, top rakipteyken uzak, top ayağındayken yavaş oynuyor. Ana sebebi el freni vazifesi gören teknik direktör Dick Advocaat!60-70 dakikalar arası maçın F.Bahçe’ye dönmesinin sebebi, doğruların uygulanmasıydı. 70. dakikadan sonra Dick Advocaat nihayet hamle yaptı ancak Mustafa Reşit Akçay da karşılık verdi. Son 20 dakika F.Bahçe şuursuz, Osmanlıspor ise ezbere bildiği şekilde hücum yaptı. Maç her iki tarafa da gitti, geldi. Skoru ise bir korner değiştirdi.F.BAHÇE için bu galibiyet ancak moral olabilir; oyun yapısındaki sorunların Advocaat ile değişeceğini hiç sanmıyorum! Bu arada sarı-lacivertli taraftarlara da tebrikler. Tribündeki 12 bin kişi sürekli destek verdi takıma. Oyun bu sevgiyi ilgiyi hak etmiyor ama F.Bahçe her şeyi hak ediyor.