VARDAR yenilgisinden sonra G.Birliği maçının mazereti yoktu. Oyun kötüymüş, iyiymiş fark etmeden teknik direktör Aykut Kocaman ve futbolcuların tek isteği oksijen tüpü niyetine bir galibiyetti. Fakat kazanmak için de bazı doğruları yerine getirmeniz gerekir veya rakibin yanlış üstüne yanlış yapması!İLK yarıda doğrulardan söz etmek imkansız. Klasik F.Bahçe düzeni! Sağa pas, sola pas, arada ileriye pas. Pozisyon yokken Halil İbrahim yardıma yetişti. Sarı -lacivertliler o kadar geniş alanda oynuyor ki, top kaleci Hopf’tayken, F.Bahçe savunması kendi kalesinin önünde. Top F.Bahçe’de iken de değişmiyor. Stoperler hala yerinde. Bu düzende oyunu rakip yarı alana yıkmak ne mümkün! Çünkü yetersizler. Yetersiz oldukları için ileriye çıkamıyorlar. Çıkınca sarı kartı görüyorlar!SİZ hücumda çoğalmadıkça, kapanan takımı açmanıza çilingir bile fayda etmez. Çilingir kim? Valbuena ve Giulano. İkisinin hüneri, kaleye taşınan topla ortaya çıkar, topu oraya taşıyarak değil. Bu görevi üstlenecek asıl isimler Mehmet Topal ve Ozan Tufan.BASKI İYİCE ARTTIBAŞKA çilingir var mı? Mesela Soldado. Topun ona servis edilmesi lazım, yardım edilmesi lazım. Kenardan ortalar lazım! Hasan Ali ve Dirar ile mi?İlk yarıdaki yanlışlara, Rantie’nin gereksiz hareketi eklenince, F.Bahçe’den beklenti 2. yarıda arttı. Aatıf’ın girişi, ilerde hareketliliği sağladı. 10 kişi oynayan G.Birliği skoru koruma psikolojisi ile geriye yaslanınca sarı-lacivertlilerin baskısı arttı. Arada büyük bir fark yoktu ama ne kadar çok adam, o kadar gol şansı.BAŞTA vurguladığım gibi, bu galibiyet oksijen tüpüydü. Milli maç arasından sonra hem oyun gelişecek hem de F.Bahçe değişecek. Etkinin daha fazla olması için de transfer şart.