GEÇEN hafta en iyi oynayan 2 takımdan biri rahat kazanıp, diğeri kaybetmişti. Can derdindeki Alanya’yı eski F.Bahçeli Serkan Kırıntılı durdurmuştu. Bu kez Kameni sahnedeydi. İlk 25 dakikada deplasmanda 2 net pozisyona girip atamıyorsanız, kaderinize razı olmak zorundasınız. Skoru oyun farkı değil, kalite belirledi. ‘Atamayana atarlar’ diye boşuna dememişler…F.BAHÇE ilk 30 dakika kötü görüntü verdi. Baskıyı kuran, rakip alanda oynayan Alanya’ydı. Ama kalitesini aşmaya çalışıp, risk alınca defansif zaaflar öne çıktı. İlk gol taraftarı mest edecek güzellikteydi. Hız, kalite, zeka, yardımlaşma var…DEVREYİ rahat tamamlayan F.Bahçe, 2. yarıda eksik yönlerini kapattı. İki stoperin biraz daha öne çıkması, takım mesafesini azalttı. Bu da 2. topların daha kolay alınmasına, daha fazla isabetli pas, baskı, hücum ve pozisyonları getirdi.F.BAHÇE rakip alanda oynayınca, gol atmamasına imkân yok. Golün her türlüsünü atabilecek yetenek ve oyun gücü var. Önde oynadığında Valbuena ve Giuliano’nun etkinliğini görüyoruz. Ama mesafe artınca, özellikle Valbuena’nın topla fazla oynama isteği, kayıplara neden oluyor. Aykut Kocaman’ın ondaki kararsızlığının asıl nedeni de bu; pozisyon ve oyun disiplinine sadık kalmaması.ÖNEMİ DAHA ARTTIİKİSİNİN dışında Mehmet Topal’ın istikrarı, De Souza’nın katkısı önemliydi. Beraber oynadıklarında takım savunmasının daha sağlam olduğu net. Aatıf formayı aldı ve bırakmıyor. Bunu da sonuna kadar hak ediyor. Tıpkı Fernandao gibi. Brezilyalı sadece gol atmak için değil, topun F.Bahçe’de kalmasını sağlayan isimlerden biri. Isla’yı da es geçmek olmaz! Enerjisi ve hücuma katkısı ile takımın öne çıkan isimlerindendi.BU galibiyetin önemi, Beşiktaş’ın kaybıyla daha da arttı. Sezon başından bu yana F.Bahçe taraftarı da ilk kez bu kadar şampiyonluğa inandığını gösterdi. Tribünler dolu ve coşkuluydu. Bunun takıma da yansıdığını 2. yarıdaki oyun belgeledi.