F.Bahçe’nin maçlarını yazmak kolay değil. Her hafta ayrı sahneler ve futbolcularla aynı filmi izliyorsunuz; ama filmin sonu sizi şaşırtabiliyor. Bu durumu ifade edecek ya kelime bulamıyorsunuz ya da tekrara düşüyorsunuz. BİR takım düşünün, hocası istifa edince tesislere koşuyor, ikna etmek için diller döküyor, yeminler ediyor; aradan 1 ay geçiyor ve oynadığı 3 maçta da en ufak bir değişiklik yok! Yine aynı takımın, şampiyonluk yarışındaki rakipleri puan kaybediyor, altın tepside fırsat sunuluyor; sahaya çıkan 11’de kazanma gayreti yok, mücadele yok, bırakın koşmayı yürüyecek hal yok. Bu görüntüde, futbolcular kadar Kocaman’ın da payı var!DÜN akşam F.Bahçe’nin ilk yarıdaki görüntüsü faciaydı. Elazığspor, çok iyi oynamasa dahi, kolay goller buldu. Goller, kontrataktan gelse mazeretiniz olabilir, ama dün akşamki gibi olunca, Egemen-Serdar ikilisinin yetersiz olduğu bir kez daha belgelendi.FABIO BILICA MUAZZAMDISKORDA geriye düşmek bile, F.Bahçe’yi canlandırmaya yetmedi. Hepsi, sanki başka bir maçtan çıkıp gelmiş gibi yorgun ve güçsüzdü. Defans ile hücumcular arasındaki mesafe fazla olunca, ne presin faydası oldu, ne de oyunu rakip alana yıkabildiler.. ELAZIĞ’DA Marvin’in sol kanadı iyi kullanması, Gökhan’ın etkisiz kalmasına neden oldu. Caner de bekte faydalı olamadı. İş sadece hücumculara kaldı ama hepsi etkisizdi. İkinci yarıdaki değişiklikler, F.Bahçe’den çok, Elazığspor’un oyununu etkiledi.10 kişi kalınca da tedirginlik ve skoru koruma düşüncesiyle, kale içine gömüldüler. 75 dakika etkili olamayan sarı-lacivertliler, son 15 dakika içinde net pozisyonlar buldu. Bunda Semih-Sow ikilisi başrolü üstlendi. Bilica muazzam oynadı, hatta takımın 2. kalecisi gibiydi ancak basit bir hatayla gelen ilk gol ve duran toptan M.Topal’ın vuruşu Vural’ın 3 puanına mal oldu.SON dakikadaki gol F.Bahçe için teselli olabilir, ama gelecek adına bu oyunda hiç ışık yok.