Geçen haftaki yenilgiye rağmen F.Bahçe’deki oyunun pozitif yönde değişimi dikkat çekmişti. Nitekim, Aykut Kocaman aynı 11’i sahaya sürdü. İki takımın yapısı birbirine benzediği için 40. dakikaya kadar fazlaca sayıda pas izledik. Dolayısıyla tempo düşüktü. Mersin, rakibinden korkmadan ve iyi pres yaparak oynamaya çalıştı. Bunda başarılı da oldular.Mağlup olmalarına rağmen, oyunun hiçbir anında baskı yemediler; ancak ellerinde Mert Nobre gibi bir forvet varken kanatları çok sık kullanamadılar. Maç boyunca, kenardan ne zaman orta gelse tehlike yaratabileceklerinin sinyalini 1-2 pozisyonla gösterdiler. Belki de o cesaretle, ilk yarı biterken, tempoyu artırdılar. Bu, F.Bahçe’nin işine geldi.O ana kadar Sow ve Emre’nin şutu dışında pozisyonu olmayan sarı-lacivertliler, ilk kez orta sahadaki 3 oyuncusu Meireles, Baroni ve Emre’nin katılımıyla golü buldu. Webo’nun ofsayta düşmemesini takdir ederken, aslında F.Bahçe’nin takım halinde ne yapması gerektiğini anlatabilecek derslik bir gol izledik.Fiziğini İspanya’da geliştiren Emre Belözoğlu’nun varlığı F.Bahçe için birçok transferden daha değerli. Özellikle kendini öne attığında bir takımın çehresini nasıl değiştirebileceğini gözler önüne seriyor. Maçın en iyisiydi.ÖZGÜVEN GELDİİkinci yarı Aykut Kocaman, mükemmel bir değişiklik yaptı. Sadece ilk yarı değil, sezonun bir çok maçında idare ederek oynayan Baroni’yi çıkarıp, Caner’i aldı ve 4-4-2’ye döndü. Aslında Sow kağıt üstünde solda gözükse de, genelde ikili forvetten biri gibi oynuyordu. Devreye risk alarak başlayan Mersin İY savunması arkada bıraktığı alanda önce Webo, ardından Sow’a net pozisyonlar verince kendini daha fazla ileri atamadı. Psikolojik olarak baskı altındaki F.Bahçe de tempoyu artırmayınca 2. yarı seyir zevki olarak kötü geçti.F.Bahçe, ligde ve Avrupa’da kritik bir döneme giriyor. Akdeniz’deki galibiyeti, sadece 3 puan olarak değerlendirmek yanlış olur. Belki harika futbol izlemedik; ancak akıllı oynayıp, bitmek üzere olan özgüvenlerini tazelediler. Camia olarak bir çok değerin yeniden kazanılması ve huzurun sağlanması için F.Bahçe’nin buna ihtiyacı vardı.