F.Bahçe 5 Süper Lig maçında en az 30 pozisyona girdi; bunların 15’ini de gole çevirdi. Yani, maç başına 3 gol! Geçmişte ceza alanı içinde neredeyse 3’ten fazla futbolcu olmazken, şimdi 5-6 kişiyi görmek mümkün. Sarı-lacivertli takım ayrıca golün her türlüsünü atıyor. Frikikten kontratağa, set halinde hücumdan kornere kadar içinde her türlü varyasyon var. Dünkü skoru, tıpkı Sivasspor örneğinde olduğu gibi bu kez de Elazığspor’un gücüne bağlayacak çok kişi çıkacaktır. Oysa, skordan çok F.Bahçe’nin oynadığı futbolu irdelemek lazım! Haftalar önce çok eleştirilen Ersun Yanal’ın her söyleminde dile getirdiği “ritim” kelimesinin ne anlama geldiğini, şimdi daha iyi anlayabiliyoruz. Mesele sadece koşu mesafesinin artışı değil, doğru koşuların nereye yapılması gerektiğini bilmek ve top rakipteyken pozisyon alabilmek. SAVUNMA HALLEDİLMELİHenüz ilk 20 dakikada, maçı bitirme noktasına gelen sarı-lacivertlilerdeki fark yukarıda ifade ettiklerimin doğru uygulanmasıydı. Geçen yılki kadrodan Alves dışında hepsi sahada; bu da demek oluyor ki teknik direktörün oyun anlayışıyla bu takım keyif verebiliyor, güzel futbol oynayabiliyor, taraftarını mutlu edebiliyor. Yanal'ın çözmesi gereken konu 20 dakikadan sonrası. Takım durduğunda ve maçı bıraktığında bedelini Konyaspor deplasmanında ödemişti. Dün akşam Caner’in çizgiden çıkardığı top gol olsaydı Elazığspor yeniden maça ortak olabilirdi. Takım savunmasındaki zaaflar giderildiği takdirde ekim ortasından itibaren bugün iyi dediğimiz F.Bahçe, çok daha iyi olacaktır.