İlk 20 dakika, çayın memleketine keyif yapmaya gelmiş gibiydi F.Bahçe. Rize ise bir ev sahibinin nasıl oynaması gerektiğinin en güzel örneğini veriyordu. Sercan ve Tevfik karşılarındaki bekleri çıkarmıyor, Kıvanç iyi top kullanıyor, Cernat ve Kweuke defansı zorluyordu. Pas yapamayan F.Bahçe uzun toplar atıyor, Emenike’nin top tutma özelliği olmayınca hücumun ‘h’sini bile görmek mümkün olmuyordu. BARONI MAÇI DEĞİŞTİRDİÖnce Sercan’ın pozisyonu, hemen ardından gelen golle ibre tamamen Rize’ye dönmüşken, Kweuke’nin kaçırdığı net fırsat maçın kırılma anı oldu. O ana kadar Alves-Egemen arasına gömülen M.Topal ilk topları kullanmaya başladı. Rahatlayan Baroni ileri çıktı, skorun da etkisiyle Rize geri çekilince, F.Bahçe için maç başladı.Sarı-lacivertliler, her ne kadar 45 dakika içinde Sow’un kaçırdığı gol dışında şans bulamasa da kaleci Serkan’ın da katkısıyla Baroni’nin frikiği her iki takım için 2. yarı planlarını değiştirdi. Devre sonrası başta Sylvestre olmak üzere Rize’nin top kayıpları arttı. Yorgunluğun da etkisiyle, sahada ne yaptığını anlamakta zorlandığımız bir takım izlemeye başladık. Kweuke’nin sakatlığı da hepsinin üstüne tuz biber oldu.Maçı resmen katletti!F.Bahçe, bu ligde yakaladığı fırsatları gole çeviren en yüzdeli takım. İyi oynamasalar dahi, rakip kaleye gittiklerinde kalitesini gösteriyor. Bunu, kimi zaman fizik üstünlüğü, kimi zaman hırsı, kimi zaman teknik direktör Ersun Yanal’ın doğru hamleleriyle başarıyor. Dün akşam da benzer bir örneğine şahit olduk.Yazıyı hakem Yunus Yıldırım’a bağlayalım. Eğer ki Egemen maçı kartsız tamamlayabiliyorsa, Caner 3 sarı kartın sadece birini görüyorsa, bundan sonra kimseye kart filan gösterilmesin. Bazı yorumcular, ‘Yunus Yıldırım standartı’ diye bir şeyler uydurdu. Kuralları uygulamamak ‘standart’ değil, resmen maçı katletmektir!