F.Bahçe, ilk yarıda adeta ‘maçın son bölümüne mağlup giren bir takım’ görüntüsündeydi. Evet, arzuluydu, çok koşuyordu, galibiyeti istediğini belli ediyordu; ancak organize olamıyor, savunmadan Emmanuel Emenike ve Moussa Sow’a şişirme toplar atılıyor, telaşlı oyunla beraber fazlaca top kaybı yaşanıyordu. Mehmet Topal’ın iyi, Cristian Baroni’nin arzulu, sağ kanadı çökerten Gökhan Gönül’ün mükemmel oyununa rağmen bir şeyler eksikti. O eksiklik, orta sahadaki pas trafiğini sağlayacak belki Alper veya Salih; topun ilerde kalmasını sağlayacak Webo’ydu. Çünkü Meireles, artık alıştığımız üzere formasının hakkını yine veremiyordu! KİLİDİ PENALTI AÇTIErsun Yanal’dan devre arası Meireles’i kenara almasını beklerken, hamle Prosinecki’den geldi. Baktı ki, Ömer yetersiz kalıyor, Alper’i sola aldı. Ama yine de çare olmadı. Rakibinin ağır ve sakar savunmasının zaaflarından en iyi şekilde yararlanan F.Bahçe, haklı bir penaltıyla kilidi açtı. Kayserispor'da Pablo Mouche ve Biseswar etkili değillerdi. Kayseri ceza alanı çevresine kadar geliyor, sonra topu kaybediyordu. Gole kadar Bobo neredeyse 1 kez topla buluştu, onda da gole yaklaştı ama 2. yarı klas bir vuruşla beraberliği sağladı. SOW&EMENIKE HEP 1. SINIFO gol, uyuyan devi uyandırdı desek yeridir. Kalite farkı işte bu tür maçlarda kendini daha çok gösteriyor. Moussa Sow ve Emenike’nin ligde attığı goller hep birinci sınıf. Caner de pastayı krema ile süsledi. Son 30 dakika, Kayseri sürekli gardını almaya çalışan bir boksör gibiydi. Bir çok takım F.Bahçe’nin karşısında ayakta kalamazdı. 2013’e en güzel vedayı F.Bahçe yaptı. Ersun Yanal’ın 100 gol hedefinde biraz sapma oldu, ama şampiyonluk yarışında yola tam gaz devam ediyorlar...