SAHAYA çıkan 11’de, F.Bahçe’nin düne kadarki 46 golünden 31’ine imza atanlar yok. Asistleri de eklersek, neredeyse gollerin tamamı diyebiliriz. Zorunlu ve farklı dizilişin üstüne puan farkının inmesinin verdiği gerginlik eklenince, F.Bahçe’den üstün bir performans beklemek fazla iyimser olurdu. MAÇTA farklı kırılma anları oldu. 39’da Babel net pozisyonu gole çevirse, oyunun gidişatı değişebilirdi. Çünkü, F.Bahçe ilk yarıda ne baskı kurabildi ne de pozisyon buldu. Emre Belözoğlu ve Alper’in çabasına Holmen ve Mehmet Topal’ın yanı sıra bekler de katkı sağlayamadı. Kasımpaşa geçmiş haftalara göre daha iyiydi. Savunmasıyla beraber alanı çok iyi daralttı. Geriye yaslanmak yerine, rakibine önde pres yaptı. Arkaya atılan her top ise Dirk Kuyt için kalkan ofsayt bayraklarıyla sonuçlandı. MAÇTAKİ 2. kırılma anı Kerem’in kırmızı kartı oldu. O kartla beraber Kasımpaşa’nın orta sahası yıkıldı, F.Bahçe için maç yeniden başladı. Daha fazla adamla hücum eden sarı-lacivertliler, dönen topları da almaya başladı ve Emre’nin nefis vuruşuyla golü buldu. FARKLI BİR STRES...F.BAHÇE’NİN ikiyi atamaması, Kasımpaşa’nın üzerindeki şoku atlatmasına yardımcı oldu. Adem’in goldeki ortası klas, ama Michal Kadlec’in rakibine bu izni vermesi düşündürücü! F.Bahçe’nin galibiyet golüne ofsayt itirazları oldu ama gol nizami. Savunmada Yalçın gibi tecrübeli bir oyuncunun ilk topa vurdurmaması gerekirdi. F.Bahçe eksik kadroyla çok önemli bir virajı kazasız döndü. Hücum olarak iyi olmasa da, savunmada pozisyon vermedi. Ancak dikkatimi çeken, özellikle iç sahada oynanan karşılaşmalarda çabuk gol atma isteği, takımın üzerinde farklı bir stres yaratıyor.