10 ay önce Ersun Yanal henüz F.Bahçe Teknik Direktörü değildi. Sarı-lacivertli yönetim kararını vermemişti, ama Ersun Yanal bu takımla şampiyonluğu hayâl etmeye başlamıştı. F.Bahçe kadrosunun neler yapabileceğinden emindi. Bu takımı ‘uçururum’ diyordu, hatta gözü gol rekorundaydı. NİHAYET göreve geldiğinde, artık ‘en büyük hayâline’ kavuşmuştu. Sezon başındaki eleştirilere rağmen, strese girmedi, üzerindeki baskıyı ‘işini yaparak’ attı. İster kazansın, ister kaybetsin, her maç sonunda yüreğindeki inancı, mikrofonların karşısında dile getirdi. ‘BİZ ŞAMPİYON OLACAĞIZ!’ BU şampiyonluğa önce Ersun Yanal inandı, sonra da futbolcularına ve taraftarlara inandırdı. Haftalar önce puan farkı 4’e inse de, sarı-laciverte gönül verenler mutlu sondan emindi. SON 10 yıla bakarsak, 2009’daki 4.’lük dışında, bu takım her zaman yarışın içinde oldu. 5 kez şampiyon olup, 5 kez de Süper Lig’i 2. sırada bitirdi. Ama bu şampiyonluğun değeri ve anlamı, diğerlerinden çok daha başka. HİÇBİR ZAMAN YILMADIBİR kulübün karşılaşabileceği en zor virajlardan geçti, şampiyonluğu 3 kez son maçta kaybetti, travmalar yaşadı, şike süreci içinde yer aldı, başkanı cezaevine girdi, Avrupa’dan ‘men’ edildi. Ama yılmadı, gücünden kaybetmedi, büyük bir camia olduğunu sadece o renge gönül verenlere değil, futbol dünyasına gösterdi. Oynadığı futbolla, izleyiciye verdiği keyifle, maçların son saniyesine kadar kazanma hırsıyla şampiyon olan F.Bahçe’yi ve camiasını tebrik ederim...