F.BAHÇE turu İstanbul’da atlamıştı. Rövanş, Advocaat’ın takıma, futbolcuların da birbirlerine uyum sağlamaları için fırsattı. Aslında, Avrupa maçından çok, hazırlık maçı gibiydi ve sıkıcıydı.F.BAHÇE, yıllardır savunmada sorun yaşamıyor. Transfer edilen oyuncuların kalitesi ve tecrübesi kadar, oyun bilgisi de üst düzeyde. Normal seviyede bir takımın sarı-lacivertlilere karşı fazla pozisyona girmesi çok çok zor. Bu olumlu tabloda, M.Topal ve yanındaki diğer oyuncular kadar beklerin katkısı da var. Eskiden Caner ve Gökhan Gönül defansı hücumla yapmaya çalışıyordu ancak tehlike çoğunlukla o bölgelerden geliyordu. Hasan Ali ve Van der Wiel daha temkinli ve kontrollü.F.BAHÇE’NİN oyuncu profili defansif olarak övgüye layık olsa da, gol atmadan maç kazanılmıyor. Uzun süredir eleştirdiğimiz nokta, sarı-lacivertlilerin oyuna hükmedememesi ve pozisyon kısırlığı. Bunun en önemli sebebi, F.Bahçe takımının durarak oynaması. Herkes ayağına top bekliyor. Futbolcular arasında mesafe var. Topu ayağından çıkaran, hareket etmiyor, arkadaşına pas alternatifi yaratmıyor. Uzun mesafeler hatayı arttırıyor, rakip alanda oynamanızı engelliyor ve ceza alanı içinde çoğalamıyorsunuz.KUPA HAYÂLİADVOCAAT’IN takımın fizik kapasitesini geliştireceği malum, o belki de işin kolay tarafı. Hollandalı hocanın özellikle Salih, Alper, Stoch, Ozan ve Emenike’nin oyun bilgisini geliştirmesi gerekir. Bunun yanı sıra, hücum alternatifleri artmalı. Bu kadar hava topuna hakim bir takımın frikik ve kornerlerde daha etkili olması gerekir.GRUPLARA, 2 galibiyetle girmek moral verici; ancak hem taraftarların hem de medyanın gelecekle ilgili şimdiden “Avrupa Kupası” hayâli kurmaması gerekir.Ayaklar yere sağlam basmalı, gelişe gelişe, basamak basamak engelleri aşmak ve sabırlı davranmak en güzeli. Unutmamak gerekir ki, diğer liglerle aramızda ciddi seviye farkı var. Öncelikle o farkı indirmeli, sonra başarı zaten gelecektir...