KAYBETMENİN kolay, kazanmanın olay olduğu bir maç izledik. Başakşehir, Avrupa futbolu adına yeni duyulan, ancak ilerleyen yıllarda ismini Avrupa semalarında sıkça duyuracak bir takım olduğu için, Sevilla da maça temkinli başladı. Beklenen oldu maç başlangıcı olarak. Başakşehir topu ayağında daha fazla tutarak başladı, rakibine de baskı kurdu, pozisyon da buldu ilk dakikalarda.SEVILLA 4-5 pas üst üste yaptığı ilk atağı gole çevirdi. Benzer pozisyonu Visca buldu ama atamadı. Böyle seviyelerde bulursan atacaksın. Sevilla erken attığı golün avantajını da iyi kullandı üstelik. Attı sonra çekildi kendi sahasına, rakibini bekledi. Baktı rakip gelemiyor, biraz daha oynamaya başladı. Golden sonra 2-3 ciddi pozisyon da buldular.2. yarı elinden geleni yaptı Başakşehir. İlk yarıda olduğu gibi yine iyi başladı. İstanbul’da yağan yağmurgibi baskı kurdu. Emre ve Adebayor ile ciddi pozisyonlar buldu ama olmayınca olmuyor işte dediğimiz dakikalarda maçın iyi isimlerinden Elia sahneye çıktı ve tur için umut kapısını araladı.HESAP UEFA OLMALISKOR 1-1 olunca sahadaki oyuncuların öz güveni kendine geldi ve daha da baskılı oynamaya başladı. Her geçen dakika özellikle takımın en önemli isme Emre’nin temposunu düşürünce, oyuna sonradan giren Kerim ve Gökhan’ın katkı sağlamaması sıkıntı yarattı. Emre bu takımın her şeyi. Emre çıkınca bildiğimiz Anadolu takımı hüviyetine dönüyor Başakşehir. O dakikalarda kenardan gelecek oyuncuların güçlü olunca sahadan galibiyetle ayrılıyorsun. Olmayınca, etkin 15-20 dakika ile sınırlı kalıyor.HER ne olursa olsun dün geceki kazanma isteği beni mutlu etti. Yeniden sesimizin yükseldiği “Haydi be oğlum at şunu” dediğimiz günlere bizi döndüren oyunculara teşekkür etmek lazım. Şimdi hesaplar UEFA Avrupa Ligi’ne dönmeli.