ŞAMPİYONLAR Ligi’nin gediklisi dün gece maça inanılmaz iştahlı başladı. Öyle ki bu iştahı lig maçlarında gösterse bırak maç kaybetmeyi puan bile kaybetmez dedirtecek kadar. Şenol Güneş’in Caner’i kadroya Talisca’yı da ilk 11’e almadığı gecede Tolgay-Atiba-Oğuzhan üçlüsünün göstereceği performansı merakla bekliyordum.HARİKA başladılar diyebiliriz ilk yarı için. Uyum, tempo, istek her şey vardı. Sadece kaleye çekilen şut yoktu.İlk yarıda tempoyu belirleyen takım kaleye sadece Gökhan Gönül’ün vurduğu şutunu gönderebildi. Maça iyi başlayanlardan Adriano’nun kaptırdığı top ile ilk yarının son dakikasında kalesinde golü gören Beşiktaş’ın yedek kulübesi hamle oyuncuları ile doluydu. Medel, Talisca, Negredo gibi oyunun seyrini her anlamda değiştirecek bir kulübe Şampiyonlar Ligi’ndeki birçok takımda yok.2. yarı da tıptı ilk yarıda olduğu gibi Beşiktaş’ın istediği gibi başladı. Penaltıdan gelen gol, oyunun yine kontrolünü siyah-beyazlıların eline geçirdi. Bu dakikadan sonra özgüvenini yakalayan takımın teknik direktörünün önüne çıkan iki plan arasında tercih yapması gerekti. Ya Talisca’yı oyuna alacak ve kazanmaya oynayacaktı ki bence bunu yapmalıydı. Ya da orta sahaya savunma ağırlıklı bir oyuncu koyup kaybetmeden yoluna devam etmeyi seçecekti.KORUMA HASTALIĞIŞENOL hoca kazanmak adına riske girmeyi tercih etmedi. Şenol hoca haçtan önce de böyle bir oyun anlayışının sinyalini vermişti. Yani Beşiktaş Şenol hocanın istediği gibi oynadı. Şu sonucu koruma hastalığı hemen hemen her hocada var. Kaybetmediğin sürece haklısın hocam. Ama son dakikalar da geçmek bilmedi.Beşiktaş dört maç sonunda topladığı 10 puanla şampiyonlar Ligi için harika bir grafik çıkardı. Düşünün ki dört maç sonunda hesap yapan bir Türk takımı olmayacak. Hesabı diğerleri yapacak. Bırakın şimdi onlar düşünsün.