DÜNYA Kupası’na verdiği katkılardan dolayı Hırvatistan takımına teşekkür etmek lazım. Dünya Kupası’nı kazanamamış olabilirler ancak tüm dünyanın sempatisini kazandıkları da bir gerçek. Bir masal gibi başladı onlar için, gruptan çıkıp finale kadar giden. Nazım’ın Mavi Gözlü Dev şiirinde yazdığı, bahçesinde hanımeli, ebruli açan ev misali, hayâllerin peşinden koşan cesur ve ne yaptığı bilen bir takım olarak aklımızda kalacak Hırvatlar.TURNUVA boyunca olduğu gibi maça da ikinci yarıya da hızlı başlayan Hırvatistan, yine turnuva boyunca kadrosundaki yıldızlara rağmen oynattığı garantici futbol nedeniyle eleştirilen Fransa karşında maçın sonuna kadar oyuna tutunamadı. Modric ve Vida’nın performanslarına Hırvatlar adına biraz da Perisic katkı yaptı ama sadece o kadar.BÖYLESİ önemli turnuvaları birkaç oyuncu ile kazanamazsınız. Kupa için takım olmanız ve hemen hemen herkesin birbirine yakın performans yapması lazım. Bakın Fransa’ya. Tek eleştiri yapılan isim teknik direktörü Deschamps kupayı aldı evine götürdü. Neymiş bu kadroya böyle bir futbol anlayışı olmazmış! Futbol sonuç odaklı bir oyun.‘KONSOL OYUNU OYNAYIN!’ADAM kupa ile Şanzelize sokaklarında tur atıyor ama bazıları bu takıma böyle oyun oynatılmaz, bu kadar savunma ağırlıklı oyun olmaz diyor adamlar. Onlara tavsiye konsol oyunu oynasınlar. Orada da kimleri nasıl oynanıyorsa oynatsınlar. Eminim orada bile final yüzü göremezler.TURNUVANIN başından bu yana favori olarak gördüğüm Fransa kupayı kazanarak futbol tarihine, Hırvatlar da kalplere adını yazdırdı. Kazanan müthiş kadrosu ve turnuva kazanmanın formülünü iyi uygulayan hocasıyla Fransa oldu. Gözümüzün pasını silen her takım ve her oyuncuya teşekkürler. Şimdi bizim kaos dolu sezonumuza odaklanalım. Umarım sezonun ismine yakışan bir mücadele olur...