Lucescu orta alanda teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu bir tercih yaptı. Oğuzhan, emre, Nuri ve Arda ile topu yere indirip kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirmekti amaç. Ancak İzlanda’nın organize , alan bırakmayan çok adamla kapanan savunması karşısında adeta duvara tosladık. Rakip defansın arasına ve arkasına geçemedik.SORUN yine de orta alanda ve hücumda değildi. Türk futbolunun kronikleşmiş hastalığı olan savunma problemleri ile dün gece de yüzleşmek zorunda kaldık. Açıkça vurgulamak gerekirse dün geceki savunma dörtlüsü böylesine bir finali kaldıracak düzeyde değildi. Kaan, Almanaya 2. lig seviyesinde. Caner, savunma yönüyle öne çıkan bir oyuncu hiçbir zaman olmadı. Mehmet Topal zaten stoper değil. Ve Çağlar da tecrübesiz.DURUM böyle olunca da ciddi sorunlar yaşadık ve acemice goller yiyerek böylesine büyük bir finalde henüz ilk yarıda 2-0 yenik duruma düştük. İkinci yarıda İzlanda gibi oturmuş bir takım karşısında 0-2’den geriye dönebilmek için bir şok gerekiyordu. Hem bizi ateşleyecek hem İzlanda’yı telaşa sevk edecek bir şok...BİR KADRO BULAMADIKANCAK İzlanda’nın ilk kornerinde fark üçe çıktı ve bizim için her şey bitti! 3-0’dan sonra İzlanda topu tamamen bize bıraktı ve savunmaya çekildi. Oyuncuları ve Lucescu’yu suçlamak, yargılamak şu an için işin kolay tarafı. Lakin gerçek şu; dünkü savunma hattı ile bu seviyeleri oynayamazsınız. Mevcutlar içinde Ömer Toprak, formda Serdar Aziz ve sakatlıktan çıkan Gökhan Gönül, hatta tecrübeli Sabri daha akla yatkın tercihler olurdu.ÖMER Toprak, Devler Ligi oynuyor ancak nedense ulusal takımda yedek kulübesinde. Ya Dortmund’da sorun var ya da bizde! Bu seviye, bu kadar kolay kırılan bir savunmayı kaldıramaz. Türk futbolunun yıllardır kanayan yarası olan kollektif savunmayı bir türlü öğrenemedik. Doğru düzgün profesyonel ligi olmayan İzlanda bile taş gibi defans yapabiliyor.TERİM ve Lucescu gibi iki büyük kariyere ve tecrübeye sahip teknik adamlarla da bu işi yapamıyorsak sorunların daha derinlerine inmek gerekiyor. Son 5 Dünya ve Avrupa Şampiyonası elemesinde ilk ikiye giremedik. Oyuncu havuzunun 25-30’lara indirip bir kulüp takımı anlayışı ile hareket etmek bundan sonra yapılması gerekenlerden biri. Her maç her eleme farklı isimler, farklı kadrolar ve arayışlar... İzlanda, Hırvatistan gibi takımların ilk 11’i değişmiyor. Biz ise sürekli arıyoruz!