AVANTAJIN bizden yana olduğu, diğer sonuçların da hep lehimize geliştiği bir hesap-kitap gecesi sonrası direkt Fransa’ya gitme biletini son dakikada cebimize koyduk. MAÇA tedirgin başladık. İlk 15 dakika psikolojik olarak rahat olan İzlanda, daha güvenli oynayarak topun kontrolünü elinde tuttu. Çeyrek saatlik bölümün ardından dakika dakika belirginleşen bir hakimiyetimiz ortaya çıktı. Bu süreçte 20 dakika boyunca rakibi geriye itip oyunu domine ettik, iyi pas yaptık. Ancak girişimlerimiz olsa da net bir gol pozisyonu yakalayamadık. Bu durumda santrforsuz oynamanın da etkisi vardı.İZLANDA’NIN kötü bir top kontrolü ile yakaladığı fırsat ise başlamadan bitti fakat bu atak bizi maçın başındaki tedirgin görüntümüze geri götürdü. Devre arasında Fatih Terim ve oyuncularımız, Hollanda’nın 2-0 yenik durumda olduğunu lakin Çekler’in 10 kişi kaldığını öğrenince 2’nci yarının stratejisini yine “emniyetli oyun” olarak belirledi. Çünkü yenilecek 1 gol play-off avantajımızın da elden kaçması anlamına geliyordu.FARKLI hesapların yapıldığı, aklımızın sadece sahada olmadığı bir gece oldu. Letonya-Kazakistan maçından gelecek skor da bizi yakından ilgilendiriyordu ve tüm bu akıl karmaşası içinde oynamak kolay değildi. Topu rakip ceza alanına taşımak ve orada tutma konusunda sorun yaşamaya devam edince, Terim, G.Töre’yi sahaya sürdü.DÖNÜM DAKİKASI 65!65. dakikada gelen haberler ise mucize gibiydi. Galibiyeti olmayan Kazaklar deplasmanda öne geçti. Çekler, durumu 3-0 yaptı. Bu demek oluyordu ki artık kazanmak için risk almalıydık ve 1 gol bizi Fransa’ya direkt götürüyordu. Yenilecek 1 gol artık mevcut durumu değiştirmeyeceği için topumuzla tüfeğimizle yüklenmek ve her türlü riski göze almak zorunda olduğumuz son 20 dakikaya girdik. Cenk ve Umut hamleleri de bu nedenle geldi. Töre’nin kırmızısı ise Fransa hayallerimizi yokuşa sürdü. 10 kişi kalmamıza rağmen kazanma arzumuzu sürdürdük ve Selçuk’un harika frikiğiyle kazanarak Fransa vizesi aldık.SON maçların istikrarlı 2 oyuncusu Serdar Aziz-Hakan Balta yine kusursuzdu. Arda Turan da Selçuk İnan ile birlikte en çok sorumluluk alan ve isteyen futbolcularımızın başında geliyordu.