BAŞLIK “intikam sendromu” da olabilirdi belki, ama ağır kaçar diye düşündük...BU rövanş almanın tohumları ta UEFA şampiyonluğunun hemen ertesinde atıldı... Başarıyı gelire dönüştürmek isteyen Süren yönetimi, “logo” yüzünden duvara tosladı... Sonrası malum “Naylon Süren” manşeti ve başkanın önce itibarsızlaştırılması sonra da gidişi... Aslında Süren’in gitmesi için “AIG felaketi” yeterdi ama o zaman G.Saray’ın çıkarları korunmuş olurdu... Halbuki her zaman en önemlisi “gerçek iktidar”ın çıkarları oluyordu... Faruk Süren yıllar sonra işbirliği yapacağını dahi bilmeden İnan Kıraç ile karşı karşıya gelmişti... Bunun rövanşı bir gün alınacaktı...ORTALIĞI birbirine katan Tüzük Kongresi öncesi dönemin başkanı Adnan Polat’ta “G.Saray Üniversitesi öğrencilerine kolay üyelik” önerisi geldi. Başkan “Bir ayrıcalıklı kitlenin daha oluşmasına izin vermem” dedi. Sonrası malum... Telegol’de salvo... Yerine yeni aday önerisi... Polat’ın gerçekten istifa etmesi gerektiğini düşünenler bile bir “rövanş” provokasyonunun içinde buldular kendilerini...AYSAL'I BOMBALADIÜNAL Aysal büyük bir konsensüsle geldi... Geldi gelmesine de sonra ne olduysa, Faruk Süren telkinli ekibi ve de sesi yüksek çıkan Adnan Öztürk’ü çabuk gönderdi... Sonra kendi de duramadı, bir bahane bulup bırakıp gitti...SON yönetim, seçim öncesi Alp Yalman’ın adaylığını “intikam hazırlığı” olarak yaftaladı seçilince de eski başkan Aysal’ı bombaladı... Bu kez Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak rövanş sendromuna tutulmuş gibi davranıyordu.BUGÜNLERDE sabık başkan, basın toplantısı planlıyor. O da birilerini suçlayacak... “Haklıdır, haksızdır” tam bilmiyoruz ama gerçekler var... Onun da bu açıklamalarında Kazaklar'a Sportif A.Ş’yi nasıl pazarlayamadığını anlatmasını kimse beklemesin... Hiç sanmıyoruz anlatacağını...