Marko Paşa'yla finale

İKİ takımın da serideki hikayesi bir iş ilanı gibi: 'Sorunlu hücuma kurtarıcı aranıyor.' O ilana kim yanıt verecek onu bulmaya çalıştılar. Daha fazla bulan G.Saray oldu ve rakibinden çok da fazla iyi olmadığı seriden 3-1 çıkmayı başararak artık finali düşünüyor.

DÜN ilk yarıda Banvit aslında aradığı kurtarıcıyı buldu. Veya öyle sandı. Cevher 3/3 üçlükle hem skora katkı verdi, hem de onun dış tehdidi, kısa oynamayı seven Banvit’in G.Saray uzunlarını dışarı çekerek boyalı alanı boşaltmasını sağladı. Bu da Mejia’ya haraket alanı yarattı. Oyun fazla üretim sergilemese de Cevher’in şut, Mejia’nın bire bir performansıyla skor buldu Banvit. G.Saray ise uzun kalmanın avantajını hücum ribauntlarında kullanmak dışında olumlu hemen hiçbir şey üretmedi. Soyunma odasına 42-28 önde gitti Bandırma temsilcisi.

ŞİMDİ SAVUNMA DAHA ÖNEMLİ

RİTİM modern basketbolun temeli. Ama hücumda üretim olmadan ritim olmaz. G.Saray soyunma odasından hem ritmi, hem üretimi bularak çıktı. Bunun için de Markoishvili’ye teşekkür etmeliler.

Gürcü oyuncu ülkedeki en yüksek oyun konsantrasyonlarından birine sahip. O sayede ilk topta üçlüğü buldu, takıma ritim getirdi, arkadaşlarını, tribünleri coşturdu... Sonrası tufan. İlk yarı 28 atan G.Saray, 2. yarının ilk 7 dakikasında 20 sayı attı. 14’ü Markoishvili imzalı. 48-47 öne geçti ve bir daha da arkasına bakmadı. Markoishvili’nin getirdiği ritme ana skorerler Arroyo ve Erceg de destek verince bir 8 dakika sonra skor 66-53’e gelmişti bile.

Yani 15 dakikanın skoru 38-11! Hücum coştukça savunma da başka bir seviyeye çıkıyor. Avrupa Ligi’nde potayı göstermeyen savunmadan pasajlar gördük bu ikinci yarıda.

NİTEKİM G.Saray’ın o savunmaya bundan sonra çok daha fazla ihtiyacı olacak. Çünkü ezeli rakibi F.Bahçe’ye karşı oynayacağı final serisi hem zihinsel, hem de teknik açıdan çok daha zorlu.