Aragones, Uygun, Korkmaz ve istifa eden Yanal’dan hiçbiri oyuncuları ile tam bir ‘kan bağı’ kuramadı. Oysa kavgacı değil iddiacı lider olan Denizli, ‘ağır abiler’ takımını zirveye çıkarttı ŞİDDET genlerimizde var. Özellikle gerilim altında iken, tek çaremiz kaba kuvvete başvurmak. Töresel Mardin katliamı değil kastım. Sıradan insanların, sıradan yaşamlarının tümünde de bu duygu egemen.. Hatta ülkemizde büyük takımlarla ulusallaşmış durumda...BUNUN için birazcık hafızayı yoklamak bile yeterli. F.Bahçe’de Aragones’in kavga etmediği oyuncu yok mesela. G.Saray’da Bülent Korkmaz’ın barışık olduğu adam var mı, bilemiyorum! Eski tüfek arkadaşları ile düştüğü zıtlık bunun son örneği...YANAL ile Trabzonlular’ın bağlarındaki zedelenmeyi yinelemeye gerek yok. Umut ve Gökhan’ın son 2 maçtaki performansı (4 gol-3 asist) bile ‘komplo teorisi’ üretmek için yeterle belge! ‘Einstein’ Bülent Uygun’un ise görüntüde askerleri ile savaşı yok gibi. Çünkü adamları başkalarıyla sahada kavga ediyor.***PEKİ Beşiktaş’ta durum aynı mı? HATIRLAYALIM... Sezon başında ’terlik kavgası’yla sarsıldı Beşiktaş. Avusturya kampında İbolar’ın magandaları aratmayan kavgası, 37 gün uzak bıraktı bu iki adamı da siyah-beyazlı formadan.SON Ankara maçına bakıyorsunuz Beşiktaş’ın ruhu bu iki isim! Üzülmez’in maceralarına bu ülkede şaşırmamak imkânsız. Beşiktaş’ın Hakan Şükür’ü o.. Her hareketi tartışılan ama yokluğunda ‘Neredesin İbo’ diye aranan birisi.2004’TEN beri Beşiktaş’ta oynayan Toraman için söylenecek tek şey var.. Eğer bu sürede F.Bahçe forması giyseydi, Lugano’dan daha çok sevilir, milli takımın yıldızı olurdu. Topuktan vurgun yedi ama sakat sakat oynuyor. Ki bu fedakârlık da takımlarımızı yabancı çöplüğüne dönüştüren yöneticilere örnek bir portre olmalı.***İLGİNÇTİR bu iki adamın kavgasını engelleyemeyen Ertuğrul Sağlam ve Sinan Engin’di. İkisi de gitti. Hafızamı taradığımda Ertuğrul Sağlam’ın bir sözü aklıma geldi.. 17 Temmuz 2008 Avusturya kampı dönüşü havalimanında Ertuğrul Sağlam AA’ya şöyle konuşmuştu:“BU kavga ile kenetlendik. Ben böyle bir arkadaşlık ortamının yaşandığı takım ve kamp görmedim.” O gün reklam kokan bu sözler bugün daha değerli.. Özetle ’Bu kavga bizi şampiyon yapar’ diyen Sağlam’ın yaptığı bir kâhinlik. Ama daha önemli detay Mustafa Denizli’nin güleç yüzü ve kimi komik gelen açıklamalarının Beşiktaş’taki gerilim ve strese karşı hep ‘galip’ gelmesi.GEÇEN hafta ’Tünelde kaza yaptık’ diyecek kadar uçmuştu Mustafa hocam.. Bu hafta geçecekleri bir tünel yoktu Yenikent ASAŞ’a giderken ve ilk kez deplasmanda 4 gol attılar. Biraz da ’Şampiyon olamazsak mesleği bırakırım’ diyerek motive etti takımı.. Adam 6 yıl önce Türkiye’den emekli oldu diyenler olabilir.***FAKAT Uygun, Korkmaz, Aragones ve Yanal’a göre Denizli’nin farkı bu işte... Kavgacı değil iddiacı lider profili sunması.. 16 puan kaybedildiğinde bile ‘kriz’ çıkmadı. Beşiktaş Başkanı ve yöneticileri, bir ara TFF ile kavga etti hatta. Sonra onlar da sustu.ŞİMDİ tek kavgasını basınla Aziz Nesin usulü yapan Denizli kazandıkça, Demirören tribünde mutluluk gözyaşları döküyor! Denizli’nin çorba sistemlerini, taktiklerini, hamlelerini, konuşmalarını sevmeyebilirsiniz. Ama yaptığı en iyi şey, medyaya malzeme vermemek. ’Kol kırılır yen içinde kalır’ misali sorunları içerde çözmek.. KARA kutulardan gelen veriler de bunu gösteriyor... Kimi olaylar oluyor mutlaka. Ama Yusuf, Delgado, Bobo, Nobre, Holosko, Tello gibi ’star’ları mutlu etmek kolay değildir. Toraman, Zan, Üzülmez gibi arıza adamları...ÖZETLE; Beşiktaş’ı terlik kavgasının şampiyon yaptığını söylemek doğru olmaz. Ancak o kavgadan ders çıkartılması, daha önemlisi hiçbir olaya mahal vermeyen teknik direktör idaresi ve organizasyonu, bitime 3 maç kala Beşiktaş’ı zirveye çıkarttı...PEKİ Beşiktaş şampiyon olur mu? BEN ağustostan beri söylüyorum. Bu ligin şampiyonu Beşiktaş... Tabii futbol tanrıları bana, benim gibi düşünenlere ve Denizli’ye bir gol atmazsa! Maçan yiyorsa Ceyhun’u atsana hocam!G.SARAY-A.Gücü maçının ilk yarısının son saniyeleri. Ceyhun bir serbest vuruşu kullanmak için acele ederken, Suat Arslanboğa devreyi bitiriyor. A.Güçlü oyuncu çıldırıyor. Topa kaleci degajı yapar gibi vuruyor. ’Atsana beni’ diye de ekliyor. Bariz kırmızı!LINCOLN’ÜN Boğaz’a atlar gibi dalışına penaltı çalan Arslanboğa suçunu bildiği için sadece susuyor. Bizim hakemimiz böyle işte! İlginçtir lig çok heyecanlı, stresli ve de çok gergin. Hakemler çok hata yapıyor. Buna rağmen ligin ağır şaibe yükü onların üzerinde değil. Bu Oğuz Sarvan çok şanslı adam!YOKSA Bilica’yı atmayan, Sivas’ın penaltısını vermeyen Bülent Yıldırım’ı, Baki’ye kırmızı çıkartmayan Halis Özkahya’yı, Kocaeli’de 2 penaltıyı görmeyen Deniz Çoban’ı, asist yapan Youla’yı sahaya sokan Yunus Yıldırım’ı kim koruyabilirdi ki? Masumlara cehennem azabı çektirmek HAFTANIN acısını Samet Aybaba (G.Birliği) ve Ergün Penbe (Hacettepe) çekti. İki hocanın ortak isyanı, maçın fikstürde neden ilk haftalarda oynanmadığıydı. 3 yıl önce atılan yanlış tohum (2 kardeş takımın aynı ligde olması) sonunda zehrini kustu. Aybaba, “Arkamızda niye durmuyorlar” diye TFF’yi eleştirdi.İKİ tarafın çektiği cehennem azabını anlamak zor değil. Ne diyelim, bu olayları yaşatan masumlar utansın! Yine geçen hafta teknik direktör demeçleri konusunda zenginlik vardı... Susmak bilmeyen Bülent Uygun’un dili, 3 topun direkten dönüşünü “Futbolun cilvesi mi, adaleti mi?” diye sorguladı. ARAGONES’E 35 yıllık tecrübesi Semih için ’Kızmadım’ dedirtti! İdare etmek böyle bir şey olsa gerek. Bülent Korkmaz’ın, “Ligin sonuna geldik, kendimizi bulduk” yorumuna ’günaydın’ diyelim...