Süper Lig’de Usain Bolt rüzgârı esti, 2. haftaya ‘hızlı kovboylar’ damgasını vurduTÜM dünyayı bir Usain Bolt rüzgârı sardı... Çoğu ‘Sen insan mısın?’ diyor Bolt’a.. 9.58 gerçekten insanlığın geldiği son zirve. Çok da ileriye taşınacağını sanmıyorum. Zaten geriye bakıyorsunuz 100 metrede yüz yılda alınan mesafe 1 saniye bile değil.. Saliselerse büyük önem taşıyor.BU aslında futbolda da öyle.. Modern çağın oyununda fark yaratan durum ‘Bolt’laşmak.. Yani hız ve çabukluk.. Bunu söylemek için 2. haftaya bakmak bile yeterli. Kimlerin ön plana çıktığını, hangi oyuncuların yıldızlaştığını irdeleyince insanın bu fikre kapılmaması imkânsız.MESELA İ.Üzülmez... 35’inde hâlâ Denizli tarafından tercih edilmesinin hızından başka bir nedeni olma ihtimali yok. Zira F.Bahçe’de körük gibi çalışan Gökhan da ‘Gönül’lerin Sultanı değil mi?KEITA’YA, Andre Santos’a bugün duyduğumuz ilginin nedeni de basit.. Onlar yeşil sahaların Usain Bolt’ları... Keita’nın özellikle 2. yarıdaki kıvrak halini hatırlayın. Topla her rüzgârlanışında Ali Sami Yen’i dolduran binlerin, TV başındaki milyonların nefesini kesişini.. ADAM topla öyle uçuyor ki, karşısındakinin derin depresyona girmemesi mümkün değil. Rijkaard’ın ona devre arasında “Basit ve çabuk oyna, hızını kullan, yoksa rakibe şans tanıyorsun” uyarısı bile aslında kuramsal bir futbol gerçeği.. Mesela Holosko’yu düşünün... Oyuna girdiğinde yarattığı farkı, tabelayı değiştirişini. Tello’nun her deparlanışında yarattığı tehlikeleri..SİVAS maçının görünmez adamı Andre Santos’un 91. dakikada bir sanatçı estetiğiyle bulduğu golün adresi de belli; hızı.. “Henüz %70’imdeyim” diyor Santos, bakalım ‘%100’ü nasıl?’... Rakip stopere 10 metre fark atan Eskişehirsporlu Youla’yı tanıdık olduğu için saymıyorum bile.. Eskiden bu tarz adamlara ”Rüzgârın oğlu “ derlerdi. Ancak değişen iklim şartları sonrası onlara Fantom Uçakları demek daha doğru olur... Bir savaşta (futbol maçı anlamında) en lazım şey, bu tür uçaklar.. Ve G.Saray da, F.Bahçe de, Beşiktaş da şanslılar.. Cephelerinde böyle Fantom’lar olduğu için...***HIZLI adamları öne çıkartmakla haftaya ayna tutmak doğru olmaz haliyle.. Çok detay vardı. Yine isterseniz derslik 2. hafta notlarına geçelim...1 ELANO, Gabriç, Selçuk yedikleri yemekten hastalandılar. Onlar da insan, haliyle yemek yiyecekler de, bu mudur profesyonellik?2 KAPTAN sözü dinlenir... Arda bunu gösterdi bize. Keita’nın, Barış’ın penaltıya yeltenmesine izin vermedi genç kaptan. Artık devir değişti, küçük sözü dinleniyor G.Saray’da..3 D.BAKIR’IN ki kaostan zafer çıkartma hikâyesi. Topsuz, tüfeksiz, askersiz savaşa giriyorsun.. Lejyonerleri topluyorsun, lordları yeniyorsun. Dileriz bu tablo başarı için model olmaz.. 4 TRABZON taraftarı “Fatih Tekke’yi isteriz“ diye bağırdı.. Yönetime ’dakika bir gol’ bir durumu.. Demek ki, başladığın işi bitireceksin, yoksa böyle olur sonun.5 HALKIN takımı Beşiktaş, ”Türk Kızılayı“ reklamıyla çıktı sahaya... Bir övünç kaynağı.. Fakat yarın ”G.Saray aynı durum için 4 yılda 27 milyon dolar alıyor, biz enayi miyiz? “ diye yönetimi Divan’da hesaba çekerlerse şaşırmam..6 KADIKÖY’DE bir görevli Daum’a ”Kartını boynuna tak “ diye takıldı.. Bir diğer görevli ise sahaya giren Rambo’yu izledi.. UEFA finali oynanmış, bu final için tel örgüleri kaldırılmış bir statta yarın bir hakem hatası için asıl Rambolar sahaya girerse fotoğraf ’Rambo’nun Emre aşkı’ değil, tam bir traji-komiklik olur.. Bizden hatırlatması.Hakemlerin bombası çok, hasarı yok HAKEMLER yeni sezona bol kazalı ama hasarsız başladı.. Mesela F.Bahçe, Kazım’ın ofsayt golüyle 1-0 bitse Adil Sinem’in başına neler gelebilirdi.. Gerçi sabıka dosyası dolaşıyor ortalıkta ama kimin karnesi temiz ki? MESELA Kamil Abitoğlu.. FB-Sivas maçında ne kadar toleranslı hakem olduğunu gösterdi. İtirazdan verebileceği 3-4 sarı var. Ama hep sineye çekti uygunsuz hareketleri.. Zira Ali Sami Yen’de Deniz Çoban, ilk penaltıyı çözemedi. Yardımcı uyarmasa ’voleybol maçı’na dönecekti iş. Gerçi olayı düzeltip sarıyı unuttular. İlker Meral için İnönü’de faul ve kart kararları tartışılır. Özetle hakemler bol trafik kazası yapıyor ama henüz açtıkları bir ’delik’ yok...Denizli’nin mecburiyeti, Daum’un itirafı HOLOSKO, Ekrem, Serdar Özkan, Tello varken Mustafa Denizli, Bobo’yu 4-2-3-1’in (4-3-3 gibi de) solunda oynatıyor... Bir tercih meselesi. Ancak Denizli’nin savunduğu tezi çok ilginç: ”Bobo’daki düşüşün nedeni kullandığımız bölge olabilir. Onu solda oynatmaktan memnun değilim. Ama mecburum. Bazı oyuncular istemedikleri bölgede görev yapabilirler. Ben ona güvendiğim için o görevi veriyorum. SAYIN hocam neyin mecburiyeti? Yoksa “Bobo’dan sol kanat olmaz” diyenlere bir inatlaşma mı? Hocalar zaten basını terse yatırma konusunda 1 numara. Rijkaard örneğin... Öyle bir rotasyon yaptı ki, kendini daha 2. hafta ipe götürecekti. Ancak 4-1’lik zafer olası ateşleri kesti! Daum “Alex’in sakatlığı takımı şoke etti” diyerek takımındaki ’tek adam’ saltanatını itiraf etti..DUMANSIZ ‘ÖLÜM’ STADI İNANMAKTA güçlük çekiyorum ama gerçek.. Kadir Has Stadı’nda bir futbolsever yaşamını yitirdi. Ancak kimseden ’çıt’ çıkmadı. Kayseri-G.Antep maçının devre arasında Ahmet Odabaşı (19) sigara içmek (Yasağın uygulanamaması da ayrı konu) için doğu tribününün arka bölümüne gitti. Dengesini kaybedip asansör boşluğuna düşen Odabaşı vefat etti. Dumansız hava sahasının tartışıldığı bu günlerde gencecik bir insan dumanlı bir olaya kurban gitti.. Olayda bir ihmal var mı? Böylesine modern bir statta nasıl böyle bir ölüm olabiliyor? Yoksa stadı siyaset açmak için aceleye mi getirdi? Ve bu olay ’pas’ geçilmemeli, cinayet(!) aydınlatılmalı!