Gazete Vatan Logo
Futbol Hiddink'in 20 yıl önceki büyük ayıbı

Hiddink'in 20 yıl önceki büyük ayıbı

Boxer Dergisi inanılmaz gerçeği yıllar sonra ortaya çıkardı

Hiddink'in 20 yıl  önceki büyük ayıbı

Resmi açıklamalar yapıldı, Türk Milli Takımı'nın teknik direktörü Guus Hiddink. Bugünden sonra kariyeri, yararlı olup olmayacağı, teknik bilgisi, oyuncu yönetimi veya oyunu okuma tarzı sıkça tartışılacaktır. Ancak kendisinin karakteri hakkında bir gerçek var ki üzerinde tartışılacak hiçbir şey yok. Milli Takım'ın hocası bundan tam 20 yıl önce Fenerbahçe'nin başındayken farklı Aydınspor mağlubiyetinin ardından, futbolcularının düştüğü durumu basına ifşa ediyordu, hem de bütün detaylarıyla. O gün soyunma odasında olanlar bugün Boxer'a konuştu.



Facia maç 26 Ağustos 1990 günü Kadıköy'de oynandı. Hollandalı teknik adam Guus Hiddink'in Türkiye'deki ilk resmi lig maçında Fenerbahçe, Aydınspor'a kendi sahasında 6-1 mağlup oldu. Maç bitti; Fenerbahçeli futbolcular soyunma odasına girdi. Hakan Tecimer, Gökhan Gedikali, Erzurumspor'dan yeni transfer edilen genç Hayrettin, Oğuz Çetin ve diğer futbolcuların yüzlerinden düşen bin parçaydı. Kimi sandalyelere kimi yerlere oturdu. Ağızları bıçak açmıyordu, Oğuz Çetin yerde oturmuş, iki ayağını bitkin şekilde uzatmış, gözlerini kapamış, elini de yüzüne götürmüş derin derin düşünüyordu. Tam bu sırada soyunma odasının kapısı açıldı ve içeri bir basın ordusu girdi. Milliyet, Sabah, Hürriyet ve diğer gazetelerin foto muhabirleri soyunma odasının kapısının açılması ile içeri girip, hepsi bir anda fotoğraf makinelerinin deklanşörlerine bastı. Fenerbahçeli futbolcular bu ani baskınla neye uğradıklarını şaşırmıştı. Yaklaşık bir dakika süren bu şokun ardından gazeteciler alacaklarını alıp, soyunma odasını terk etti. Böylesine facia bir maçın ardından soyunma odasının kapılarını kim açmış, gazetecileri içeri kim davet etmişti. O isim Guus Hiddink'ten başkası değildi. Hiddink, futbolcularının perişanlığını göstermek için foto muhabirlerini soyunma odasına davet edip, kapıyı açmıştı.


Erdi Demir

"Perişanlığımızı göstermeye çalıştı"

Korkunç bir maçtı, stat sanki üzerimize geliyordu, soyunma odası bizim için bir kaçış yeri gibiydi. O uğultuların arasında soyunma odasına girince bir anlık rahatlık oldu. Baş başa kaldık, kimse konuşmuyordu, çoğunluk yerlere oturmuş, kara kara düşünüyorduk. Tam bir perişanlık vardı soyunma odasında, ben "Soyunma odasından nasıl çıkacağız da stadı terk edeceğiz?" diye düşünüyordum. Açıkçası dışarıda kimsenin yüzüne bakacak halim yoktu, diğer arkadaşların da öyle. Ama daha korkunç olanı soyunma odasına girdikten birkaç dakika sonra yaşadık, kimse duşa bile girmiyordu, hepimiz yerlerde sürünüyorduk o sırada. Soyunma odasının kapısı açıldı, içeri gazeteciler girdi, biz "Ne oluyor?" demeye kalmadı, flaşlar patladı. Sonra ertesi günkü gazetelerin spor sayfalarında başta Oğuz olmak üzere diğer futbolcuların yerlerde oturmuş, perişan halini gösteren fotoğraflar manşetlerde yer aldı. Soyunma odasının kapısını Hiddink açmıştı, gazetecileri içeri davet eden oydu. Neden böyle bir şey yapmıştı sanırım, "İçeri girin de görün perişanlığı" der gibi bir hareketti. Sanki bu hezimeti sahiplenmek istememişti, bizim perişanlığımız olarak görüyordu. Biz zaten soyunma odasında yeterince acı çekiyorduk, perişanlığımızı yaşıyorduk. Hiddink'in gazetecileri içeri sokup, bizim o halimizi deşifre etmesi hiç de şık bir davranış değildi. Maça gelince, 100 yıl oynasak belki bir daha böyle bir maç yaşamayız, bir kere çok sıcak bir hava vardı. Önce 2-0 oldu sonra 2-1 yaptık. Durum 2-1 iken yüzde yüz bir golü kaçırdık ve maç döndü. Sonra da altı yedik. Kalede Yaşar Duran vardı, gelen her top gol oldu. Hele bir tanesi vardı ki gözümün önünden hâlâ gitmez. Uzaktan atılan bir şuttu. Top döne döne kaleye gidiyordu ama gol olacak hızda değildi. Yaşar Abi iki elini açmış topu bekliyordu. Top tam da Yaşar Abi'nin ellerinin hizasındaydı yani kaleci topu yakaladı yakalayacak öyle bir pozisyondu ama top kaleye yaklaştıkça falso aldı ve Yaşar Abi'nin ellerinin sağından kaleye girdi, o golü görünce inanamamıştım, böyle bir gol olmaz çünkü.


Yaşar Duran

"Fotoğraflarımızın çekildiğinin farkında bile değildik"

1990-91 sezonunun ilk maçıydı. Rakip ikinci ligden yeni çıkmıştı. Hiddink'in de Aydınspor'un da Birinci Lig'deki ilk maçıydı. Bizim kadro biraz eksikti. Aykut ve Rıdvan sakattı ama neticede kendi sahamızda İkinci Lig'den gelen bir takımla oynuyorduk. Mutlak favoriydik. Sahaya büyük bir sükseyle çıktık. İlk yarıyı 1-0 yenik kapadık ama umurumuzda değildi. "İkinci yarı iki atar, maçı alırız" diyorduk. Sonra peş peşe golleri yiyince dağıldık. Maç sonu soyunma odasında herkes yerlere bakıyordu, ölü evi gibiydi soyunma odası. Hiddink kızdı, azarladıktan sonra "Futbol bu, olur böyle şeyler" dedi. Daha sonra fotoğrafçılar gelip bizi çekmiş. Hiç hatırlamıyorum o anı. Soyunma odasında öyle bir haldeydik ki, içeri kim girmiş, fotoğrafımızı mı çekmiş, çekmemiş umurumuzda değildi. Hepimiz kendi derdimize düşmüştük o an. Hiddink'in gazetecileri içeri davet ettiğini duydum sonradan. Ama bunu kötü niyetle yaptığını sanmıyorum. Herhalde bu durum bize ders olsun, bir daha bu acıyı unutmayalım diye düşünmüş olabilir. Yoksa dünyaca ünlü bir hoca daha ilk maçında neden futbolcularını satsın.


Hasan Özdemir

"Acı bir görüntüydü bizim için"

Maç bitince soyunma odasında herkes çok üzgündü. Hiddink gelip bizi biraz fırçaladı. Ardından kapıda bir kalabalık birikti. Hayal meyal hatırlıyorum, Hiddink yabancı dil konuştuğu için anlamadım ne dediğini ama dışarıda birilerine bir şeyler söylediğini duydum. Sanırım "Fotoğraf çekin" gibi bir şeyler demiş. Sonra gazeteciler içeri girip fotoğraf çekti, zaten hepimiz yerlerdeydik, acı bir görüntü olmuştu bizim için.


Hakan Tecimer

"O fotoğrafçılara Hiddink'in izin verip vermediğini bilmiyorum"

Soyunma odasına girdik, üzgündük. Aklımda kalanlar bunlar. Aradan 20 yıl geçmiş, fotoğraf olayı doğru ama Hiddink mi izin verdi yoksa başka birileri mi orasını hatırlamıyorum. Sadece fotoğrafçılar gelip bizi çektiğini hatırlıyorum.

Haberin Devamı