BAKTIM, çok sevdiğim iki ünlü yazar Reha Muhtar ve Hıncal Uluç, Mustafa Denizli’yi aralarında bir türlü paylaşamıyor.. Denizli’nin spor medyasındaki en yakın dostlarından biri olarak ben de bu durumdan kendime vazife çıkarıyorum.. Ve onların Beşiktaş’ın gol çalışıp çalışmadığı ile ilgili tartışmasına yeni bir boyut kazandırmak istiyorum..SEVGİLİ yazarımız Reha Muhtar’ın da köşesinde belirttiği üzere geçen pazartesi günü Mustafa Denizli ile uzun bir görüşmemiz oldu.. İnanır mısınız, Denizli F.Bahçe derbisinden tam 5 gün önce ne dediyse aynen çıktı.. Sadece “F.Bahçe’yi farklı yeneriz” kehanetinden söz etmiyorum, taktiğe ve futbola dair yaptığı analizler gerçekle neredeyse bire bir örtüştü..MEŞHUR özelliğidir, Denizli kafasında F.Bahçe maçını hâlâ oynuyordu Reha Muhtar ve benimle konuşurken.. Bunu da şöyle anlattı zaten: “Henüz kafamdaki maç bitmedi.. Ama şunu biliyorum ki, bizim bu maçı kaybetme ihtimalimiz yok.. Bu F.Bahçe’nin iyiliğinden-kötülüğünden oluşan bir durum değil.. Tamamen bizimle alakalı.. İlk 6 haftadaki sonuçlardan sonra bir güven bunalımına girmiştik.. Üst üste 6 maç kazanınca artık geçen sezon şampiyonluğu getiren ‘kazanma alışkanlığı’ yeniden ortaya çıktı.. 2-3 oyuncunun yeriyle ilgili kafam net değil.. Ama yine de F.Bahçe’yi yeneceğiz, hem de iyi futbol oynayarak..” ***DENİZLİ, F.Bahçe’yi iyi analiz etmiş ve yumuşak karnını belirlemişti: “Bu takım ilk golü yiyince bozuluyor ve 60. dakikadan sonra enerjisini kaybediyor.. Bu sezonki tüm maçlarda F.Bahçe fiziksel düşüşe geçmeden önce Alex sayesinde bir gol buluyor, bunu 2’lerse maçı rahat tamamlıyor.. Yapmamız gereken de 60’a kadar diri kalmak ve son yarım saatte kenardan yapılacak takviye ile F.Bahçe’yi alt etmek..” MUSTAFA Hoca kale, 4’lü defans ve ortadaki 2 ön liberoda kimlerin oynayacağını çoktan belirlemişti.. Tabata ve Nobre’yi de kullanmayacağı belliydi.. Milli Takım’a giden Tello’yu 60’tan sonra F.Bahçe defansının kafasını karıştıracak serbest adam olarak oynatmayı planlıyordu.. Nitekim Serdar beklenenden bile kötü oynayıp yine yüzde 100 bir gol kaçırınca, Alex’in topu da üst direkten dönünce hemen devre arasında takıma neşteri vurdu.. Tello’yu soktu, Fink-Ernst ikilini kovalamaktan perişan hale düşen Emre-Cristian ikilisinin bıraktığı boş alanı kullandırdı.. Nitekim 2. golü hatırlayın, Bobo’ya asisti Tello verdi..SOL açıktaki seçimi aslında İsmail Köybaşı idi bence.. Milli Takım’dan sakat dönmese Gökhan’ın karşısına onu koyup sol kanadı daha işler hale getirecekti.. Sağ kanatta Ekrem vardı. Santrforda düşündüğü isim ise Nihat’tı.. Nihat’ın iki ağır stoperi alıp taç çizgisine doğru çekmesini sağlayıp, arkadan gelenlerle sonuca gidecekti.. Olmadı, Nihat’ın sakatlığı da geçmedi.. Yerine koyduğu Bobo da işini gerçekten çok iyi yaptı..DENİZLİ’Yİ en fazla sevindiren şey ise “Oynadığı her takıma ekstra 10 puan kazandırır” diye değerlendirdiği Bilica’nın cezalı olmasıydı.. Önder’in o boşluğu dolduramayacağını biliyordu.. Bilica-Lugano ikilisi ile geri yaslanarak çok iyi oynayan F.Bahçe’nin bunu bile yapamayacak hale geleceğini düşünüyordu.. Ön liberolarından en az birini sürekli hücuma çıkararak, defansla hücum arasındaki bölgeye tampon yapan Cristian-Emre ikilisini yoracaktı.. Yordu da nitekim.. Üzülmez-Toraman ikilisini ilk devre hiç ileri çıkarmayıp diri tuttu.. Gökhan ise gereğinden fazla ileri çıkarak kendini yordu.. 2. devre işler değişti.. Gökhan, Üzülmez’in rüzgârından domuz gribi olacaktı..HELE Emre’nin sakatlanıp çıkması bu taktiğin kaymağı oldu.. Ondan sonra kenardan gelen dipdiri Uğur İnceman, göbekteki boşlukta cirit attı neredeyse.. Hatta gol bile attı.. Aslında kişilere bağlamak yanlış olur, Beşiktaş F.Bahçe’yi takım halinde sürklase etti ve hezimet sayılabilecek bir sonuç ortaya çıkardı..***HEP aynı yere geliyoruz.. Denizli’nin geçen sezon sonu ayrılmak istediğini yazan tek gazeteciyim.. 12 puan kaybedilen dönemde de Denizli’nin formda olmadığını, enerjisinin düşük olduğunu, o kendini toparlamadan Beşiktaş’ın yükselişe geçemeyeceğini bu sütünlarda dile getirdim..BİRAZ geç oldu ama Denizli forma girmeye başladı.. Geçen haftayı yine uykusuz geçirdi, kafa olarak maça çok iyi hazırlandı, ayrıca futbolcularını da hazırladı.. Yıldırım Demirören’e yapılan protestolara çok üzüldüğünü de söylemek istiyorum.. İşini ciddiye aldı ve 7 puan önündeki F.Bahçe’yi perişan etti.. Bu futbol ve sonuç, Denizli’nin başarısıdır.. Devrenin bitimine 4 maç kaldı.. Beşiktaş, devreyi F.Bahçe’nin 4-5 puan gerisinde kapasa bile şampiyonluğun en önemli adaylarından biri olacak.. Çünkü takımı kötü etkileyen kongre rüzgârı da bitmiş olacak.. Bir kere daha küllerinden doğmayı başardı ya, Denizli lakabının kesinlikle “Phoenix” olmasını hakediyor..