ÇOK dostane başladı maç. Öncesinde tribünler, Arif Erdem’i sevgiyle huzura çağırdı. Erdem, G.Saray’dan ayrıldıktan sonra bir kelime boş laf etmediği için sevginin yanında saygıyı da hak ediyor. Abdullah Avcı’dan aldığı bayrağı da hakkıyla taşıyacağını gösterdi. Takımı 10 kişi kaldığı anda bile, geri adım atmadı. Hiçbir an Belediye’nin eksik oynadığını hissetmedik. 6 haftalık galibiyet serisiyle gelen G.Saray ’ın bu süreçte gördüğü en zorlu rakip tartışmasız Belediye’ydi.-G.SARAY Melo ’nun yokluğunda orta alanda rakibi karşılama açısından sıkıntı yaşadı. Mahmut, Visca, Holmen sert futbolları ile G.Saray ’ın orta sahasını döve döve yıprattı. Kırılma noktası olarak Webo’nun kırmızısı görülebilir. Basın tribününde kimileri kırmızının ağır olduğunu düşünüyordu. Webo’nun hızla koşarken, krampon çivilerini Semih’in bileğinde isabet ettirmesi ve sürtmesi iyi niyetle açıklanamaz. Kartın ağır olmaması için sanırım Semih’in bileğinin kırılması gerekirdi! Ayrıca Doka’nın Engin’e tekmesi tartışmasız kırmızıydı ve Belediye daha önceki dakikalarda eksilebilirdi.AKIL ALMAZ GELİŞİM!-EMRE Çolak tartışmasız maçın kahramanıydı. İlk gole tek kelimeyle şapka çıkarırım. Geride kalan 2 sezonda her açıdan yerinde sayan Emre, bu sezon, 3 ayda nasıl güçlendi akıl almaz. Gelişimin tartışmasız mimarı Fatih Terim. Kurumuş olan alt yapı, bu sezon 2 önemli değeri G.Saray ve Türk futbolunun hizmetine sundu. Emre dünkü futboluyla artık takımın geleceğinde yer alabileceğini kanıtladı. -G.SARAY 2. yarı eksilen rakibi karşısında çok daha etkindi. G.Saray yönetimi devre arasında Terim’in beklediği transferleri gerçekleştiremedi. Ancak düşünün ki, sol kanada bir oyuncu alınsaydı ve Emre kulübede otursaydı maçın kahramanına yazık olmaz mıydı? Bazen atamadığınız adımlar sizi yanlışa sapmaktan çevirir...