İKİ Avrupalı’nın maçında aslında Osmanlı, Konya’ya göre daha fazla hırpalanan taraftı. S.Bükreş karşısında Avrupa yoluna devam aşkına sıkı mücadele verdi. Karşılaşmayı kaybetti. Konya ise, o da deplasmandaydı, ancak Shakhtar’a karşı sadece prestij mücadelesi verdi. Dört yedi, fazla kasmadı. Dikkat çeken taraf, defans/kale uyumsuzluğuydu. Çözülme de öyle gelmişti.BÖYLE bir fotoğrafta Konya “Benim asıl işim lig” diyerek, ‘evinde’ oyuna daha hızlı başladı. Dikkat çekici bir süre Skubic’in sağdan devamlı bindirerek Regattin’le yaptığı işbirliği Osmanlı defansı için küçük çaplı kaoslar yarattıysa da bu fazla uzun sürmedi. Oyunun hemen başındaki kısa paslarla biranda ceza alanına gerçekleşen girişim yürek hoplattı belki ancak Konya adına ilk yarıda her şey bununla sınırlı kaldı.BUNA karşılık Musa ve Maher ve dahi Mehmet’in topu aldıkları anda merkezden ileri atma çabası başta Hacıahmetoviç belirgin katkısıyla işlemeyince konuk ekip oyunu nihayet en iyi bildiği yere, kanatlara taşıdı. Durum böylece hemen değişmeye başladı. Soldan Pinto ama özelllikle Delarge’ın baş döndüren atakları, sağdan da Regattin’in Muhammed destekli bindirmeleri KOnya’yı bunaltmaya başladı.OSMANLI GERİ YASLANINCA...GOL de bu hareketliliğin içine kısa sürede sığdı. Webo, ilerleyen yaşıyla doğru orantılı zaman zaman ağır kalsa da golün oluşumunda doğrudan vardı. Regattin’in vuruşu da Vukovic’e çarparak girdi; şüphesiz çabasının ödülüydü. İlk yarıda başka gol olmadı. Son saniyede yine Webo’nun Regattin tandanslı ortaya vurduğu güzel kafa şutunda Serkan gole izin vermedi.İKİNCİ yarı Maher-Serkan heyecanıyla başladı. Konya açısından fark, rakibi gibi oyunu kenarlara yaymayı tercih etmesiydi. Ama bu stratejiyi Skubic’ten başka üstlenmek isteyen olmayınca kısa sürede ‘merkeze’ döndüler. Öyle olunca işin ‘kurdu’ Osmanlı kaldığı yerden bir süre daha devam etti. Son bölümde konuk ekip Konya’nın gol arzusuna yaslanarak izin verince Konya nihayet “Ben de varım” dedi. Baskı 88’de beraberliği getirdi. Golün, atan Bajic’ten çok, Konya’nın en çalışkan oyuncusu Skubic’in ortasıyla gelmesi gecenin anlamlı işiydi.