SADECE bu sezona ait değil, son yıllardaki performans öyküsü değişen teknik adamlara rağmen hiç değişmiyor. Hep bir sıkıntı var. Bir taraf düzelse aynı maçta mutlaka başka bir yerden patlıyor Trabzon. Ve bütün bu sıkıntılar için de hep bir mazeret var. ‘Maçı kazandık ya’ noktasından bakanlara bir diyeceğimiz yok. Ama 2. gol gelene kadar geçen süreç, Abdülkadir’in oyuna girmesiyle değişen tablo boyutundan bakıldığında ‘Daha iş çok’ sonucuna ulaşmak da ayrı bir gerçek.TRABZON aslında şanslı sayılabilecek bir fikstür şansıyla ligi götürüyor. F.Bahçe’nin 1 hafta önce hamur ettiği takımlar bu kez bordo-mavi duvara tosluyor. Ama mücadeleler pek öyle olmuyor. Rıza Hoca’nın şu ana kadar kattığı en önemli iş takıma mıy mıy oynamayı bıraktırması. Burak hırslı. Dün yine gol attı, 90 dakika en çok mücadele edendi. Ama yetmiyor. Castillo oynarsa, Okay, Onazi topu rakip sahaya götürmede ya da kanatlara aktarmada gününde olursa rakip ceza sahası karışıyor. Dün bu yoktu. Yusuf hiç etkili değildi ayrıca. N’Doye önde başlayıp sonra Burak’la yer değiştirerek iş yapmaya çalıştı ancak o da hırslı ve baskılı oynayan Sivas karşısında iş çıkaramadı. Mas zaten artık çakılı oynuyor, Pereira da çıkmayınca ortaya evet çok koşan, çok hareketli ama sonuç üretemeyen bir takım kaldı.HAREKET GETİRDİ!ABDÜLKADİR’İN son 15 dakikada oyuna girmesiyle gelen doğru hareketlilik galibiyeti getirdi. Onunla Yusuf sahada olduğunu hatırladı, N’Doye keza ve nihayet Okay. 3 puan elbette iyidir. Ancak Trabzon’un dün Sivas’ın mücadelenin büyük bölümünde yaptığı gibi hatları kesen, basan, çekinmeden hücum eden takımlara karşı ürettiği radikal bir çözümü hâlâ yok!