Trabzon yeni sezona da daha önce izlettiği filmi vizyona koyarak başladı. Galati’de son 10 dakikaya hem de 10 kişiyle sığdırdığı oyun kalitesinin 10’da birini sahasına oynayamayınca, A.Aker bildik sahnelerle lig öncesi yeni sezona “merhaba” dedi. Yuhlarla, Albayrak istifa çağrılarıyla... Oysa herkes turun kolayca geçileceğine inanıyordu.Tribünler hınca hınç doluydu. Ziya Doğan gole olan ihtiyacın farkında, “herkesin çenesini kapayacak” ofansif bir kadroyu sahaya sürmüştü. Galati de skoru korumak için kapandı ve Karadeniz fırtınası işi kısa zamanda bitirirdi. Trabzon gladyatör, Galati de sanki kediydi. Ama Galati’nin hocası tahminlere göre davranmadı. Defansı orta alana yakın kurarak presle, rakibin oluşturabileceği basınca “kafa tutmayı” düşündü. Golü de yemesine karşın bundan vazgeçmedi. Zira atılacak bir gol altın değerinde olabilirdi.RAHAT UYU YATTARA!13. dakikada 1-1’lik skor gelince, sahada yaşananlar “aşinaydı.” Trabzon panikledi. Moral, maç bitmiş gibi yerlerde sürünüyordu. Karamsarlık önce Ceyhun’u, ardından Ayman ve Hüseyin’i gerdi. Bu da Galati’nin ekmeğine yağ sürdü. Bütün bunlara kaleci Gribauskas’ın bütün maç boyunca da süren kritik anlardaki performansı eklenince, tablo artık iyice grileşti.Devrede Doğan’ın “Bir gol atın, en azından maçı uzatın” sözünü kavrayan Trabzonlular, 2. yarıya hızlı başladı. Sağdan, soldan bulduğu her noktadan golü aradı. Ama şansı da yardımcı olmadı. Gökdeniz’in direkten dönen şutu maçın kader anıydı. Galati’nin ilk maçta beraberlik golünü yedikten 2 dakika sonra bulduğu gol, ona Trabzon’da turu getirdiği düşünüldüğünde, hiç olmazsa bir “uzatma golü” beklemek doğaldı. Ama Trabzon bildiğimiz Trabzon’du. Yattara nasıl uyudu gece bilnmez!