ERKEN dünyaya gelip yaz ortasında ortaya çıkan hamsi gibi şampiyonluk hedefinin ilanı Trabzon’dan başka herkesi şaşırtmıştı aslında. Ortaya çıkan bu tabloya güncel deyimle “mahalle baskısı” denebilir ama artık anlaşılıyor ki, Trabzonspor’da bundan rahatsızmış gibi görünen hiç kimse yok. Herkes havaya girmiş.. BEŞİKTAŞ maçı herkes için asıl sınav niteliğindeydi. Yattara gibi bir silahın eksikliğine karşın takımın 90 dakika gösterdiği direnç, hırs, azim hırçın Karadeniz dalgalarının artık Avni Aker’e her gelene korku yaşatacağını tescil ediyor. Kadro derinliği ve zenginliği bakımından Trabzon’dan üstün olduğu tartışmasız Beşiktaş’a karşı özellikle ikinci yarıda ortaya konan futbol kuşkusuz herkesi mutlu etti. Ve hiç şüphe yok ki dün bu takımda Yattara forma giyseydi, Ertuğrul Hoca ilk kez Trabzon’dan boynu bükük ayrılabilirdi.LİGİN yavaş yavaş oturmaya yüz tuttuğu bu haftalarda Trabzon’da defans artık yerleşti. İlk yarıdaki iki tarafın da birbirini gol yemeden tartma, deneme isteği futbol adına fazla bir şey ortaya koymadı. Bitime doğru Bobo’nun ayağının altından kaçırdığı top Karadeniz ekibi için büyük şanstı. KARTAL GERİ ÇEKİLDİİKİNCİ yarıda ise maçı almak, havasını sürdürmek isteğini yukarılara taşımak isteyen Trabzon presi dayayınca oyunun hakimi oldu. Önce ilk yarıdaki sessiz Colman Selçuk’la birlikte topu ayağa, olumlu kullanmaya başladı. Serkan belki haftalardır ilk kez canını dişine takarak rakibin üstüne gitti, bastı, top kazandı, pozisyon buldu, buldurdu. 61’de alınır mıydı oyundan, soru işareti... Sonra, Cale ve Tayfun kanatlardan korkmadan bindirmeye başladı. Beşiktaş bu dalgayı kazasız belasız atlatma adına sahasından çıkmayınca meydan Trabzon’a kaldı. Eğer Gökhan çene yerine futbol zekâsını çalıştırsa, Umut da ona eşlik edecek dayanıklılıkta olsa 90 dakika böyle bitmezdi.