HİÇ şüphesiz Trabzonspor’a son dönemde gelen en renkli futbolcuydu İbrahima Yattara.. Oynadığı zaman sergilediği futbolla herkesin gönlünü kazanan, taraftar kitlesiyle belki de arası en iyi olan ama Trabzonspor’da onunla birlikte çalışan hiçbir teknik adamın sevmediği, üzerine oynadığı bir futbolcu oldu. Ne Samet Aybaba, Ne Ziya Doğan, ne Şenol Güneş, Ne Halilhodziç ve de ne Ersun Yanal hiçbiri onun gerek futbolcu gerek kişisel “uçarılığını” hoşgörmedi ve anlamamakta inat etti.PEKÇOK kritik maçlarda 70’te oyundan alındı ve genelde takım o dakikadan sonra ecel terleri döktü. Rahat adam geçişi ve keskin ortalarıyla ceza alanlarını dağıtması rakip teknik direktörleri hep ürküttü, hemen her maçta Yattara’nın başına iki adam diktirtti ama hiçbir durum, pozisyon birlikte çalıştığı teknik adamlara ‘Nuh’ da dedirtmedi ‘peygamber’ de. Ama oyundan çıkarıldığı her maçta Trabzon taraftarı teknik direktörleri yuhaladı. Trabzonspor teknik direktörleri Gineli’nin izin dönüşlerinde gecikmesi, ama en çok ‘20 metrede oynuyor, defansif hiçbir özelliği yok, takımı eksik oynatıyor’ klişesinin dışına çıkamazken şimdi timsah gözyaşları eşliğinde panik yaşanıyor. Timsah gözyaşları zira Ersun Yanal’ın da “gidebilir” dediği biliniyor. Panik ise ne kadar gerçekçi tartışılabilir. Fatih’i, Gökdeniz’i satan Trabzonspor, bütçeyi denkleştirmek için pekala rahatlıkla Yattara’yı da gözden çıkarabilir. Yattara zaten Trabzonspor’u gözden çıkarmış. Yattara nevi şahsına münhasır bir futbolcu olarak da Trabzon’a damgasını vurdu. Karısı Amina’yla kanlı bıçaklı ilişkileri bir yana, gece kulüplerinden çıkmaması ile de hep anıldı. Dişi sineğe bile sarkan yapısı yöneticileri ve hocaların hep rahatsız etti. Yönetim hep takip etti ama işe yaramadı