DÜNKÜ maçın en önemli dakikaları hiç şüphesiz devre arasında soyunma odasında geçen bölümdü. Tam olarak neler anlattı bilinmez Şenol Hoca ama ‘özeleştiriyle’ futbolcularını yeniden sahaya sürdüğü iddia edilebilir.BAŞKA bir deyişle Güneş, tartışmalı bir kararla tercihini ikili performansı ‘kumar’ sayılabilecek Zokora-Aykut’tan yana kullanarak maça başladı. Günlerdir Afrika’da bulunan ve takımla uzun süredir çalışamamış Zokora’nın tecrübesine güvenip, artık kazandığını düşündüğü Aykut’u da ‘kaybetmemek’ adına böyle bir denemeye kalkışmış olabilir. Ama birlikte çok az oynayan ikili tahmin ötesi sıkıntılı bir performansa imza attı. Aralarındaki ritimsizlik Trabzon’u hem ofansif hem de defansif zayıflattı.1 PUANA SEVİNDİLERORTA alanda rahatsız edici fazlalıktaki top kaybı kalenin sürekli tehdit altında kalmasına neden oldu. Aynı şekilde başta Burak olmak üzere ileriye olumlu pas kullanamama hep Kayseri’nin ekmeğine yağ sürdü. Onlar da baktılar ki olmuyor, kafalarına göre takılmayı tercih etmeye başladılar. Zokora sadece defansif takılırken, Aykut da kenarlara kayarak ya da kaçarak diyelim, bir şeyler yapmaya çalıştı. Meydan Alanzinho’ya kaldı, o da Allahlık’tı. Bu dağınıklıkta 2 gol yenmesi normal ve doğaldı. Ama rakibin golleri kolay kafa vuruşlarıyla atması da ayrı bir sıkıntıydı. Hem de uzun boylu Mustafa ve tecrübeli Giray’a rağmen..‘ÖZELEŞTİRİ’ devreye girip Zokora-Colman değişikliğiyle ikinci yarıya başlamak Trabzon’u canlandırdı. Hâlâ Bursa’nın mirasını yiyen Volkan’ın güzel golüyle yeşeren umut 3. golle kaybolur gibi olsa da büyük takım gibi oynayarak maçı sonuna kadar götürme isteği en azından beraberliğin yakalanmasını sağladı.KAYSERİ’YE gelince öncelikle dersini iyi çalışmış bir Şota’ya mükemmel eşlik eden bir Amrabat izledik. Maçın kaderi onun varlığı ve yorulmasıyla çizildi denilirse de yanlış olmaz. Çünkü o yorulunca Kayseri ne hücuma çıkabildi ne de top saklayabildi. Pas hataları, prese karşılık verememe galibiyet yerine beraberliğe sevinmelerine neden oldu.