TRABZON, 2 gol bulduğu 15. dakikaya kadar bir başkaydı. Ligde Eskişehir açısından ortaya çıkan farkın bir tesadüf olduğunu kanıtlamak istercesine saldıran bir Fırtına izlendi. İlk gol de, Alper’i hataya zorlayan presle gelen ikincisi de yüksek kazanma arzusunun yankılarıydı. Sağdan Serkan’la bindirdi, Adrian her maçta üstüne koyduğu performansını bu kısa sürede dahi katladı, attı, attırdı, Henrique forma buldukça ‘Ben varım’ dedirten bir performans sergiledi, Olcan, gol atan Halil, Sapara, hepsi coşkuluydu. Goller geldi, Trabzon hem rakipte bir numara yok dercesine rahatladı hem de rövanşı aldım duygusuna erkenden kapıldı. İSTİFAYA BİLE GİDERDİSONRASI belki doğaldı. Geriye yaslanarak rakibin gelmesine razı olacak oyun anlayışıyla gruba 3 puanla başlamayı başarmak yeterli sayılırdı şüphesiz. Ama hiç de o kadar kolay geçmedi süreç. Daha açık bir deyişle kaleci Onur’un Eskişehir’in net 6 pozisyonunda gole izin vermemesi bu maçın başlıbaşına hikâyesiydi de denebilir. 70’de Erkan takımını 10 kişi bırakmasaydı sonuç ne olurdu o da bilinmez. Yine başka bir açıdan değerlendirmek gerekirse bu maçı izleyen G.Saray Teknik Direktörü Fatih Terim’in oyuncularına ‘Merak etmeyin’ diyeceğini düşünmek kehanet olur mu? Tamam yeterli bir skor söz konusuydu ama Trabzon gibi bir takım için kabul edilebilir bir durum muydu bu mücadele. Topu alan Eskişehirli futbolcunun sık sık paslaşma yapmaya bile gerek duymadan ya da karışısındakileri ipe dizer gibi geçerek ceza alanı içine ya da civarına gelebilmesi nasıl izah edilebilir. Bu takımda defans büyük sorun derken artık orta alan da bu kadar sırıtırsa nasıl bir başarı beklenebilir ki? Yatıp kalkıp Onur’a dua etmesi lazım Trabzon Teknik Direktörü’nün. Mazallah Veysel, Necati biraz becerikli olsalar dün iş ‘İstifaya’ kadar giderdi.ERSUN Yanal’ın Eskişehir’i aslında Trabzon’dan daha takım görüntüsündeydi. Çok kısa sürede yedikleri 2 gol onlar için şüphesiz şaşırtıcıydı ama asla mücadeleden vazgeçmeyerek oyuna asılmaları ve sayısız gol pozisyonuna girmeleri, maçı onlar adına anlatan bir özetti denebilir. Şanssızlıkları Onur’un kalesinde devleşmesiydi elbette. Bir de bu kadar iyi bir takım oyunu oynayan bir ekibin son vuruşlarda çektiği sıkıntı da ayrı bir durumdu.