Alex de Souza’nın F.Bahçe’den ayrılışında kaybeden kesinlikle Brezilyalı değil Kanarya oldu. 17 haftalık sürece damga vuran ekip ise şüphesiz 1 maçı eksik 2. sırada bulunan MP Antalya’ydı7 haftalık yarı maratonun ardından Süper Lig’de ellerini keyifle ovuşturan takım bulmaktaki güçlük, bu süreci anlatmada herhalde en iyi özet denebilir. Lider G.Saray’ın 51 puandan 33’üyle ilk sırada yer aldığına dikkat edildiğinde değişik, önceki sezonlardan farklı bir performans sürecinden bahsetmek gerekir.ŞAMPİYONLAR Ligi’nde çeyrek final kapısına gelmeyi muhteşem bir performansla başarmış G.Saray’ın bunu, zor da olsa liderlikle perçinlemesi devrenin en flaş başarısıydı elbette. AMA sürece damgasını vuran takım Antalya’ydı. Sezon başında daha çok, yaptığı ilginç tansferlerle Kasımpaşa’ya Cuper’le istikrar sinyali veren Ordu’nun sürpriz çıkış yapabileceği öngörülüyordu belki ama bu tahmini Antalya boşa çıkararak bir eksik maçla devreyi G.Saray’ın ensesinde 2. sırada tamamladı. Mütevazı kadrosu ve bütçesiyle bir Anadolu takımı böylesine çıkış gösterdi ama bu esas itibariyle ligin durumunu da anlatan bir çıkıştı denebilir. Daha açık deyişle erkenden kesin düşer damgası vurulan Elazığ’ın bile mücadeleden kopmadığı, her takımın her rakibe şaşırtcı skorlar yaşattığı bir devre izlendi. Karabük örneğinde olduğu gibi.BEŞİKTAŞ ŞAŞIRTTI!BÜYÜKLERDEN şaşırtan ise elbette Beşiktaş’tı. Sezon başı kamuoyuna yansıyan tablo, siyah-beyazlıların orta sıralara mahkum olacağı yorumlarına neden oldu. Yıllardır kalbi birgün Beşiktaş’a hoca olma hayaliyle çarpan Samet Aybaba’nın futbolcularıyla bütünleşip sergilediği performansa tanıklık etmek de keyifliydi.DEVRENİN şaşırtanlarının başında ise F.Bahçe vardı. Ligde üç kulvarda da devam eden tek takım olarak alkışı elbette hakediyordu ama Aykut Kocaman’ı istifaya kadar götüren işi sadece üst üste yenilgiyle açıklamak herhalde safdillik olurdu. Futbolun envayi örneklerini bütün ülkenin rahatlıkla izleyip fikir sahibi olarak yorum yapabildiği bir zaman diliminde, izleyeni çileden çıkartan bir yan, geri pas trafiğiyle dakikalar geçirtmek, seyredeni çileden çıkartan bir ağırlıkta futbol oynamak ya da oynadığını sanmaya kimse razı olmuyordu işin özeti. Koskoca F.Bahçe’ye böyle oynamayı yakıştıramamaktı taraftarın tavrı. Ve nihayet ‘Alex’e karşıydın, yollattın, şimdi Alex arıyorsun’du işin özeti.F.BAHÇELİ başkanıyla, futboldan başka her şeyle ilgilenen Trabzon’un performansı da beklenenin uzağındaydı şüphesiz.VE nihayet takımların şaşırtıcı mücadele çabalarıyla hiç örtüşmeyen bir hakem performansı da ilk yarıya damgasını vuran en dikkat çekici konuydu. Fırat Aydınus ve Halis Özkahya en çok tartışılan isimler olurken, Hüseyin Sabancı’nın G.Antep-Ordu maçında aynı hücumda 2 kez avantaj uygulayarak atağın golle sonuçlanmasına katkıda bulunması sadece devrenin değil yılların hakemlik olayıydı.DEVREYE damgasını vuran iş ise, şüphesiz Alex De Souza’nın ülkemizden ve F.Bahçe’den ayrılmak zorunda kalmasıydı. Daha sonra kokusunun daha net çıkacağı bu olayda kaybeden elbette Alex değildi!