Muhtemelen Başkan’ın iki gün önce ‘Avrupa için kupayı kazanmak lazım’ sözünü Trabzonspor takımı yanlış anladı. Koca Başkan “Ligi boşverin” der mi? Dün demiş gibi yaptı takım ama.. Yarın hocası da “Türk futbolunda ahlak dersleri üzerine yeni bir söylev daha vererek asli görevini kötü yapan eleman suçlamasından sıyrılıverir, tamam!” diyerek başladığımız yazıyı daha göndermeden istifa haberi geldi Şenol Güneş’in. Maçın da Trabzonspor’un da durumu biranda yok oluverdi tabii ki. Böyle bir durumda arkasından olumsuz sözler etmeyiz elbette. Basın mensuplarına açıklama yaparkenki yüz haline baktık, Hoca istifanın üzerinden 3-5 dakika geçmesine karşın, yüz hatlarındaki gerilim sıfırlanmış, o tanıdığımız, çelebi, babacan Şenol Güneş pat diye ortaya çıkmıştı. Hoş geldin hocam! Şimdi istediğin kadar konuş, eleştir, ders ver! Hepsi hakkındır, yakışır..KIRMIZI HESABI BOZDUMAÇA gelince Trabzonspor 30. dakikaya kadar doğrusu etkiliydi. Elazığ bu ilk bölümde daha çok bekledi. Topu kazandığı anlarda paniksiz ayağa isabetli paslarla Trabzon’un iştahını kesmeyi planladı. Bordo-mavililer kendi yarıalanından uzun paslarla topu rakip alana taşıdı ve pozisyonlar buldu. Vittek çok etkiliydi. Sadece ilk yarıdaki üç net pozisyonun hepsinde o vardı.ELAZIĞ ilk yarım saati kazasız atlatınca cesaretlendi ve yüklenmeye başladı. İlk yarının sonunda gelen golde Sinan’ın vuruşu bir yana onu seyreden defansın da “katkısı” büyüktü! Kaldı ki Sinan golü kadar, Celutska’nın iki kart görmesini sağlayarak sahanın en yaralı oyuncusu olarak da akıllarda kaldı.TRABZON 2.yarıya Alanzinho’yu alarak baskıyla başladı. Net pozisyon yoktu ama her an gelebilir düşüncesi hakim olmaya başlarken 61. dakikadaki kırmızı hesapları bozdu. Trabzon dağıldı, Elazığ rahatladı ama bırakmadı. Başta Colman, Mustafa ve nihayet Volkan sahada nasıl kaldılar Halis Hoca, bir anlatsan da dinlesek!