KİMİN hangi farkındalıkla neyle uğraştığını anlamakta zorluk çektiği günler yaşıyoruz. Yastayız. Bir el içimize girmiş kalbimizi avuçlamış sıktıkça sıkıyor sanki. Başka bir el boğazımıza yapışmış, nefes alamıyoruz. Kalp, akıl bağlantısı kopmuş, bir şeyler söylemeye çalışıyoruz, yerini bulmuyor. Ve korku ile öfke karışımı bir tepki eşiğinde dolaşıp duruyoruz. Korkuyoruz kayıp sayısı artacak diye. Öfkeliyiz, bu kadarı nasıl olur, yeter artık demekten helak olmuş vaziyetteyiz!BU ruh haliyle maçı algılamaya çalışıyoruz. Hakem ve futbolcuların Soma tişörtüyle seremoniye çıkışlarından mutlu oluyoruz. Gole verilen tepki de gözlerimizi yaşartıyor yine. Seviniyoruz. İKİ takımın da hiçbir hedefi yoktu. Olsa olsa puana verilen parayı dert edebilirlerdi. Prestij bile arayacakları şüpheliydi. Zaten tam antrenman havasında mücadele verdiler. Bu yüzden 90 dakika boyunca rahat pozisyonlar buldular. F.Bahçe’de Serdar ilk kez maçın hemen başında sahadaydı, Holmen keza! Başka bir deyişle sakatlarla birlikte Dünya Kupası için giden Emenike, Kuyt, Alves’i de sayarsak, sezon içinde ilk 11’e kenardan destek verenler bu kez as takım şeklinde sahadaydılar. Pek çoğunun son kez Fener forması giydiği de ayrı bir gerçekti!GÖKHAN'IN ŞANSSIZLIĞIKAYSERİ kalecisi Ertuğrul’un hatasını değerlendiren Sow ve aldığı pası iyi bir şutla kaleye gönderen Baroni ilk yarının tek golünün mimarı oldular. Abdullah’ın direkten dönen, Moche’nin Mert tarafından kurtarılan şutları dikkat çekti. 45 dakika sonunda en şanssız Gökhan’dı, sakatlanarak yerini Emre’ye bıraktı. İKİNCİ yarı Kayseri ilkine göre daha hareketli ve 'hiç olmazsa yenilmeyeyim' isteğiyle daha etkiliydi. Emre’nin sezon içiymiş tadındaki performansı biri Bobo’nun tek başına indiği pozisyon olmak üzere iki tehlikeyi önlerken Bobo oyunun son bölümünde yine yakaladığı pozisyonları cömertçe harcayan adam oldu. Maça son noktayı ise Webo’nun güzel pasıyla buluşan Sow’un çok güzel bir vuruşla attığı gol koydu.