YİNE değişik bir kadro ile sahadaydı Trabzon ama Constant yerine Medjani tercihiyle görülen adam kayırma görüntüsü dışında merak uyandırıcı bir tercih gibiydi sahadaki 11. Nedeni Waris ve Yusuf'un aynı anda sahada yer alışı Halilhodzic'in kanat bindirmelerinden medet umduğu düşüncesi uyandırdı. Denenmemiş, ama en etkili taktik silah olma ihtimali yüksek bu tercihe formda bir Mehmet'le ileride de Cardozo'nun katkıları iyi iş çıkarabilirdi. Bu durumda defansın özellikle göbekteki evlere şenlik hali de fazla sıkıntı yaratmayabilirdi.KAĞIT üzerinde olası bu tabloyu elbette Mustafa Hoca da biliyordu. İki kanadı da kapatacaktı. Nitekim öyle oldu ama biri İngiltere'den teklif almış, diğeri biraz kendiyle ilgilense değil Trabzon, milli takımın da vazgeçilmezi olacak iki etkili oyuncunun ekstra iş çıkarması Akhisar'ın golü attığı 23. dakikaya kadar hiç görülmedi. Hatta konuk ekip için 'ayıp oluyor' dedirtecek kalitede, inanılmaz başarılı top çevirdi yeşil-siyahlılar. Hem kanatları takır takır kullandılar hem de göbekten tıkır tıkır geçtiler. Trabzon da hep seyretti rakibini. Gol, kralından, yine defansın göbeğinden şahane geldi.'GORDON MILNE HAVASI'TRABZON'UN öyküsü ancak bundan sonra başladı! Mehmet Ekici'nin şahane vuruşuyla gelen golle uyanan bordo-mavililer Akhisar'ın bütün 'diğer' takımların düştüğü hatadan iyi yararlandılar.Ama bunu yaparken de takım oyunu görüntüsünden çok, skoru değiştirmek için her yol mübah der gibi darmadağınık bastırdılar. Bu tablo bazen öyle bir hal aldı ki, bir ara Yusuf ve Waris aynı kanatta yan yanaydılar. Çok baskı kurmuş gibi ama pozisyonu kıt yüklenme kontratak yemeyi de doğal olarak kaçınılmaz hale getirdi. Bruno'nun direkten dönen topu şanstı örneğin. Hele hele son saniyede Gekas dokunsa ağlara gidebilecek top, mazaallah...BEN bu Vahid Hoca'da Gordon Milne havası hissetmeye başladım artık. Bazen 'olmaz'...