VAHİD Hoca, Trabzon'da bugüne kadar gösterdiği tek istikrarlı hareketi Lokeren'den de esirgemeyerek yine farklı 11'le takımı sahaya çıkardı. Bu kez Cardozo'yu kenarda tutarak 7 yabancıyla, onun yerine yerli tercihinde de Fatih Atik'e şans vererek kadro yaptı. Lokeren'in 'dişine göre' bir takım olduğu varsayımıyla, ki öyle, böyle bir planın yine de kabul edilebilir yanı şüphesiz vardı; zira Trabzonspor'un, Vahid Hoca'yla ligde ne kadar dalgalanırsa dalgalansın, bütün yabacıların sahada olduğu anlarda yani Avrupa'da bir 'tadı' mutlaka vardı.MAÇ Lokeren oyuncularının kaleci hariç, deli gibi attıkları depar ve yaptıkları koşuyla ilginç bir görüntüyle başladı. Ama Trabzon'un Avrupa'da her zaman iş yapan ekibi bu çılgın harekete karşılık vermede çok zorlandı. O formları yükseliyor dediğimiz bütün oyuncular, mıhlanıp kaldı adeta. Bu şok ortamında gol de gecikmedi zaten. Musa'nın 'elek' performansından yararlanan Lokeren 5. dakikada öne geçti.GEÇTİ ama, Belçika takımı, bizim ligdeki 'diğerleri' gibi skor koruma sevdasına, daha çok, sahasına çekilince Trabzon nefes almaya, yavaş yavaş da ortaya çıkmaya başladı. Bosingwa'nın bindirmeleriyle sağ kanadı kullanarak ve göbekten yüklenmeyi tercih etti. Waris'in daha çok içeri kaçarak yaptığı baskı şüphesiz önemliydi. Gol de dakikalar ilerledikçe ivme artıran Yatabare'nin direkten şutunu tamamlayan Waris'le ilk yarının son anında geldi.KABAK TADI VERDİ2. yarı da doğrusu Trabzon için kaldığı yerden devam düzeninde işledi. Ancak bu durum orta yuvarlakla Lokeren ceza çizgisi arasında yoğundu. Gol için Cardozo ya da Yusuf tercihi beklenirken Salih'in sahaya sürülmesi Halilodzic için 'bir puan yeter' olarak yorumlanabilirdi. Cardozo'nun son bir dakikada oyuna alınması da herhalde müthiş bir teknik adam dehası olarak düşünülebilirdi!!!BOŞNAK Hoca'nın bir kere daha hakem tarafından tribüne yollanması maçın ilginç anlarından biriydi. Ama meşale atma işi kabak tadının ötesinde bir durumdu.