TRABZONSPOR taraftarının Onur’a sahip çıkması, arkasında durması son derece doğal. İstikrarlı, sürekli artan bir çizgide gösterdiği yüksek performansın, onu izleyenlere, yılların özlemiyle, “ohh” dedirttiği aşikar. Sorun, onun bu sevgiyi anlamakta, yorumlamakta ve değerlendirmede güçlük çeken aklıydı. Uygulamaya soktuğu her adım ya da hareketin kendisini ‘yücelteceğine’ aşağıya çektiği gerçeği ‘sonuç’la örtüşüyor zaten.ÖZÜR dilemek erdemli bir harekettir. Ama Onur’unki ikna edici bir durum değil. Profesyonel, para kazanıyor. Trabzon’da yakacağı gemilerin ona gideceği yerlerde de rahat nefes aldırmayacağını algıladı sonunda. “Peki” dedi! Taraftar arkasındaydı belki -ki o en büyük yanlış hamlesiydi- ama oluşan genel kanaatin önüne geçemedi. Başka bir deyişle evdeki hesap çarşıya uymadı! Algı, “Kendisini Trabzon’un üstünde gören bir futbolcu” noktasında yoğunlaştı. Hem de muhalefeti bol bir Trabzon yönetimi olmasına rağmen. Belki “üçünü de yıkarım” sözlerini -bu bir iddia- bu yüzden sarf etme cesaretini gösterdi!AMA duvara tosladı işte. Başkan, başkan vekili ve teknik direktör onu ortaya atıverdiler. Normal şartlarda bir teknik adam futbolcusu için, “Kalecilik yapacaksa gelsin, takımın teknik direktörü var” diyorsa, ona düşen “Anladım” deyip çekip gitmektir. Başkan’ın elini öpsün, gösterdiği sabır yüzünden.İCAPLARINA BAKILACAK!PEKİ ne olur bundan sonra? Onur af dileyen bir oyuncu profilinde değil! Pusuya yattığı kanaati Trabzon cenahında oldukça yaygın! Fırsatını ilk bulduğunda Süleyman Hurma’ya hamlesini yapacaktır. O da, herkes de biliyor bunu! Ama asıl iş daha radikal işleyecek! Olayların ‘tepe’ yaptığı süreçte Onur’la fotoğraf yayınlayanlar başta olmak üzere, kulüpte ‘mikser’ faaliyetlerinde bulunan herkesin gözünün yaşına bakmadan icabına bakılacak!BAŞKAN Hacıosmanoğlu, yeniden seçilirse hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir yönetim ve işleyiş için çaba gösterecek. Fırtına, fırtınaya çok yakın!