MAÇ önü olayların iki ekibi de etkilemediği başlangıç, futbol adına pek lezzetliydi. Rakip, analiz ettiğimiz gibi oynadı, biz ise bir çıt üzeri. Ancak gole kadar sürekli oyunun elimizden kayıp gitme ihtimali vardı. Rakibin ön kurgusu el-hak etkili oyunculardan kuruluydu. Hareketli ve delici! Ancak orada Marcelo fark yarattı. Savunmada ‘Mitroviç’e ağabeylik etmenin’ yanı sıra sadece ilk yarı 3 gol girişiminde bulundu. AKIL dolu bir golle öne geçtik. Sonrasında ise hatt-ı müdafaa’ya! Mitroviç’i çapa yapan Şenol Güneş hocamız, Adriano’yu sol beke çekip savunma tahkimatını yaptı. Buralarda ikili mücadelelerde etkisiz kaldık. Hücumda da eksik! Yine de bu anlayış ilk yarıyı galip bir şekilde bitirmemizi sağladı.İKİNCİ yarı oyun baştan sona onlarındı! Kımıldayamadık! Maçın bizim adımıza kırılması 48’de Talisca’nın kaçırdığı bomboş kafa! Sonra 53’te 2 oyuncu değiştirdiler; ardından ne yapsak para etmedi. 83’e dek direndik ama sonra resmen saçmaladık! 71 ve 78’deki ataklarında çok çok şanslı, böyle bir hakem maçı yönettiği için ballıydık!FABRI ZIRVALADIADETA bir basketbol koçu gibi takımına sürekli olarak müdahale eden, yerinde oyun/oyuncu değişiklileri yapan Şenol hoca bu yenilgide en son suçlanacak kişi! Tolisso’nun müthiş oyununa, Valbuena, Fekir ve Lacezette’nin hareketliliğine direnç koyamadık. İyi oynadığımız dakika sayısı sınırlı, doğru oynadığımız dakika sayısı yüksekti.OYNAMADAN 2-1’e razı olurdum! Oyunu gördüm Fabri’nin zırvalığına rağmen yine razıyım bu sonuca! Tur için umutlanmak adına Q7’nin dönüşünü ve Dolmabahçe’nin atmosferini belleğime kazıdım. O zihnimde, dün gecenin adamı Marcelo’nun da olmaması var. Bu sebeple iş hala 50-50.