Fatih Terim sadece G.Saray’da 6 sezondan 8 hafta eksik antrenörlüğünü yaptığı Bülent Korkmaz’a UEFA finali dahil hiçbir maçta, İstanbul BŞ’nin bu maçta kaldığı kadar, ‘geride kal oğlum’ talimatı vermemiştir. Maça 7 savunmacıyla başlayan Korkmaz, elbette karşısındaki klasa karşı bir önlem alacaktı. Ancak tedbirle korkaklık, güvenli oyunla, hiç çıkmama arasındaki nüans makası geniş olunca 36 dakika sonundaki fatura pahalı geldi Belediye’ye! Siz isterseniz 7 değil 10 savunmacıyla çıkın, karşınızdaki yetenek havuzu geniş olunca, kurduğunuz 7’li-8’li savunma hunileri boşalıveriyor. 45 dakikada bol pozisyona giren sarı-kırmızılılar, İstanbul BŞ’yi en sağlam yerinden vurdu! Halen ‘6-7 yaş genç olsaydı, herkes peşinde koşardı’ nidalarıyla ağız sulandıran Ekrem’in kanadından 2 gol buldu. Burak, varolan yeteneğinin üzerine çalışma katmayı, dikkat, konsantrasyon, bitiricilik eklemeyi her gün bir kere daha öğrenen ve bize gösteren adam olmaya devam ediyor. Attığı iki gol bunun kanıtı. Drogba, iki golün başlangıcındaki mihenk taşı, Hamit ise ‘hasların hası’ durumunda kapattılar ilk 45’i!2. yarıda tribünler de takım da vitesi boşa alınca İstanbul BŞ, topla biraz daha oynamaya başladı. Tevfik ile pozisyon adayı atakçıklar geliştirmeye çalıştı. 79.12’deki Zenke pozisyonu hariç Bozbaykuşlar’ın heyecanlandıklarını sanmıyorum! G.Saray rahattı! Hücumda etkin değil ağırlıklıydılar. Özellikle Drogba’yı Alex’leşmiş hale gördüğümüz anlar birden çoktu. Burak’ı yönlendirdi, hücum organizasyonlarını da.4-4-2 AŞKI59’da Riera’yı alıp klasik aşkı 4-4-2’ye dönen Fatih Terim, 78’deki Melo-Sabri değişikliğiyle de Real Madrid maçındaki planlarından bir diğerini görmek istedi belki de. Çünkü hocanın kafasında Barnebau’da Burak-Drogba-Snijder üçlüsünü bir arada oynatmamak da var! (84’teki Hakan-Amrabat değişikliği de bu bahse dahil. O da senaryolarından birinin B planı olabilir). Ezcümle G.Saray’ın ilk yarı oynayıp ikinci yarı inisiyatifini Real Madrid planlarına ayırdığı bir maç izledik. Skor önemliydi, alınması değerli!