İLK 11’i öğrendiğimde ilk tepkim ‘bu takım nasıl savunma yapacak!’ oldu. Telles ile Eboue’nin ileri çıkışından ötürü göbeğe Melo’nun gömülmesi sebebiyle orta sahada oluşacak boşluklar, sahaya yerleşme konusunda usta olan rakibin işine gelecekti. Süratli hücumlarla canımızı sıkabileceklerdi. Hajrovic ve Sneijder’e kanatlarını, formsuz Selçuk’a göbeği emanet etmek takım savunması açısından riskliydi. İlk 30 dakika aynısı oldu. 9’daki Torres golü Eboue’nin kaptırdığı topla hızlı geçilen metreler, mahir ayaklardan gole uzandı. MANCINI için yapabileceğimiz en önemli eleştirilerden biri ‘takımı oyun hamuruna’ çevirmesi! Ancak dün yaptığı ‘hatadan erken dönmek’ olarak adlandırabileceğimiz seviyede bu alışkanlığından sonuç çıkardı. G.Saray, oyun açısından mahkûmdu, yürümüyordu. 30’daki Hajrovic-Yekta değişikliği ile takım toparlandı. Pas kalitesi arttı. 30-45 arası topla oynamada dengeyi sağladı. Oyun yine Chelsea’nin elindeydi. Bazen aktif dinleniyorlardı. Mourinho, parselasyon konusundaki mühendisliğini ilk yarı boyunca elden hiç bırakmadı. Hakçası karşılığında bir direnç de görmüyordu. SON 8 Mİ? NEDEN OLMASIN!2. devre ise ilk yarının hücum planı, orta saha organizasyonu olmayan parçalıları gitmiş, yerine ‘geninde, fıtratında var olan Avrupa’lılığı saha seren’ bir G.Saray gelmişti. 46-70 arası kazanmak isteyen bir takım, bir Kupa-1 maçı nasıl oynanması gerekiyorsa öyle oynadı. Setsizlikten, sete; sessizlikten sese büründüler. Kanat organizasyonları, göbekten ikiye birler, duran toplardaki dikkat, hücum pres... Ne ararsanız vardı. 2013-14’ün sıfatına, kariyerine göre en formsuz adamı Selçuk’un önderliğinde harika işler yaptı. Hiçbir iş yapmadı diyebileceğimiz Sneijder bile golde asist yaptı kornerden. ÖNDE basmanın doğal sonucu olabilecek rakibin hızlı ataklarına (Ben 3 kez saydım), Yugoslav Faulleriyle yanıt verdi. Orada bile savunma aklı sağladı. Kısacası ikinci yarı futbol adına tüm doğruları yaptı. 1-1 tur için yeterli mi bilemem! Stamford Bridge’den çıkabilmek mümkün olmayabilir. Ancak dün gecenin ikinci yarısı G.Saray’ın fıtratında, geninde olan bir Avrupa’lılığı ortaya koyması açısından önemliydi. Son 8 mi? Neden olmasın!