Gerek deplasmanafobia, gerek Eskişehirspor karşılaşması fotoğrafı, Roberto Mancini'yi 'bu takım önde çoğalamıyor' duygusuna itmiş belli ki. O da doğru bir hamleyle Alex Telles'i öne, Sabri'yi solbeke atarak hücumda artı bir oyuncuyla oynamayı planladı. Caner'in tarafından Telles-Sneijder ikilisiyle atak yoğunluğu gerçekleşse de sonuç alınacak bir organizasyon sağlanamadı. 38.16 ve 41.46'da Onur'un harika kurtarışlarla çeldiği iki Selçuk şutu ile 39.34'te Burak'ın dokunamadığı toplar dışında G.Saray etkili olamadı. Bunda Semih'in sağdan bindirme katkısı yokluğu, Melo-Yekta-Selçuk üçlüsünün ceza alanı ve yakınlarına hiç girmemesi de etkiliydi. Oyunun Trabzon, yönüyse son derece razı görünümlüydü. Önde yeteri kadar çoğalamayan G.Saray, doğal olarak geride açıklar vermeyince Yusuf-Olcan tipi hücum planları hayata geçemeden bitiyordu bordo-mavililerin. İKİNCİ yarı her şey bambaşka bir hale büründü. G.Saray yine kazanırdı kazanmasına ama 47.16'da Yusuf'un karşı-karşıya pozisyonda golü bulamaması maçın önemli kırılmasını oluşturdu. Elazığ'dan gelen Beşiktaş 1-0 önde haberleri G.Saray'ı kamçılayınca, ilk yarıda yapamadığı her şeyi yapar oldular. Semih sağdan müthiş bindirmeler yaptı, iki golün hazırlayıcısı oldu. Melo-Yekta, daha çok önde olabildi... Selçuk frikikten muhteşem bir gol attı. Umut tam da Trabzon maça ortak olacakken devreye girdi.SNEIJDER'E BRAVO SARI-kırmızılılar 4-1 kazanarak Şampiyonlar Ligi'ne direk katılım konusunda son 90 dakikaya işi bıraktılar. Ama ip kendi ellerinde; başkasına bakmadan işi bitirmek onların ellerinde...VE Wesley Sneijder... 23 milyon Euro’luk kontrat bedeline ettiğim itirazlar baki kalmak kaydıyla... Bu karşılaşmayı da o aldı... Aklıyla, oyunuyla, disiplin ve profesyonelliği ile... Hele attığı ikinci gol var ki... Yazılmaz, görülür; anlatılmaz yaşanır. İlk golde de pozisyonun içinde oluşu, net vuruşu, direk kaleyi isabetli bulması... Hepsi olağanüstüydü... Bravo..