DORTMUND'U özetten dahi izleyen herkesin gözlediği ‘HIZ’ üzerine düşünmüştür sanırım Prandelli. Karşıdakinin ne olduğu belli, kendi oyuncu grubunun da ne olduğu! Bir yanda tazı, diğer yanda kaplumbağa! Süper Lig standardında bile ağırkanlı bir takım olan G.Saray, Dortmund önünde tüm defolarını döktü. Bırakın atak çıkış hızını, geriye dönüş hızını bile yükseltemedi. Bunun kondisyonla ilişkisi olduğunu sanmıyorum. Çokça pozisyon bilgisi eksikliği! Ne demek istediğim ilk iki gol akla geldiğinde anlaşılır. Kaldı ki, çıkarken sıkıntı yaşayan Dortmund'un bu zaafından yararlanamayacak kadar hımbıldı ekibimiz! İKİNCİ ve üçüncü bölgelerde rakibin o kadar mükemmel bir parselasyonu vardı ki, kafasını kaldıran etrafında üç 'sarılı' oyuncu görüyordu. Ve mukadderat! Golle buluşmasının tek alternatifi Snijder'i rakip kaleye yakın tutmak olan teknik direktör Cesare Prandelli ise, kaplumbağa hızıyla bunu Avrupa'da yapamayacağını göremedi.BİR takım Dortmund'dan nasıl gol yer? sorusuna yanıt kabilinden golleri peşisıra gördü G.Saray kalesinde. Çünkü hocaları üç merkez orta sahayla oynayan rakibinde kanat beklerinin sürekli yardımsız kalacağını çözmüş, planını buna göre kurmuştu. Telles ve Tarık gibi bu seviye için kifayetsiz oyuncuların artlarına bırakılan her top ya gol, ya tehlike oldu. 4. gol göbekten geldi.KANATLARDAN BİTİRDİLERMAÇIN sonucuyla, ortaya çıkmış farkla çok ilgilenmemek gerek. Hakçası, F.Bahçe galibiyetinin de G.Saraylılar'ın gözünü kör ettiğini gözlemlemedim en azından etrafımda! Çünkü Snijder'in iki golünün bir 3 puandan ötesi olmadığını, bir Dortmund illüzyonuna dönüşemeyeceğini taraftar çok iyi çözmüştü. Sonuç, onların analiz ettiği gibi oldu; Prandelli'ninki gibi değil!