SÜPER Kupa'da 1, ligde 8 ve Şampiyonlar Ligi’nde 4... 13 doksan dakikanın en 'Ne yaptığını bilen oyunu' maçın ilk 38 dakikasında oynandı. Önde Umut, arkasında Snijder, kalede Muslera! Aradaki 8 oyuncuya çeşitli parselasyon görevleri verilmiş. Herkes belli strateji içinde savunmanın parçası. Kanatlar yok; Hamit ve Dzemaili ile içe gömülmüş bir orta saha. Amaç rakibi hızlı çıkarmamak, alanlarını daraltıp, arkaya/araya adam kaçırmamak! Buluşturabildiğin kadar da Sneijder’i topla buluşturup önde tehlike yaratmak. 38 dakika çok iyi tuttu plan. Rakip sadece 2 köşe vuruşu ve Kagawa şutuyla tehlike yaratabildi. (14’te Tarık’ın ortasında Snijder’in röveşatası dışında) İleriye gitmeme riskini alan bir ekip izleyeceğimizi üç aşağı beş yukarı kadroları öğrendiğimiz 20.30 sularında okuyabilmiştik.TAM 'Devreye böyle gidersek, 2. yarıda stratejilerimizi farklılaştırır, oyunun akışına göre direncimizi arttırırız' diye düşünürken (düşlerken) Reus'un golü geldi. Sağdan sola Tarık, Melo, Chedjou ve Semih dörtlüsünün önünden selam vererek geçen yıldız isim, maçın moral kırılmasını yaşattı.SONUÇ OYUNU TARİF ETMİYORYİNE de ne Dortmund, ilk maçtaki Dortmund’du; ne G.Saray, zırva futbol oynadığı son maçlardaki takım. 55’e kadar da teslim olmadı. Ancak 55’te 'Yaptıklarının takıma destek olduğunu sanan akılla mesafesi aralı tiplerin' sahaya attıklarıyla oyuna ait tüm konsantrasyon çöktü. Hakem maçı tatil aşamasına geldi. Başta savunma (ki takımın en doğru oynamaya gayret eden yeriydi) her yerin maneviyatı sıfırlandı. 2-0 sonrasında kısa bir şaşkınlığın ardından Hakan’ın golüyle yeşeren umutlar Hamit’in orta sahada kaptırdığı top sonrası gelen gol ile bitti. Maçın kötülerinden olan Semih, istemeden de olsa skora imzayı attı.BU yenilgiye rağmen G.Saray oyunda konsantre kalabildiği anlarda sezonun en derli toplu işlerini yaptı. Başı kesilmiş tavuk olmaktan hızla uzaklaştı. Sonuç oyunu tarif etmiyor. Sonucun ortaya çıkmasında zekasızların etkisinin var olduğunu, Türkiye’nin bu tip taraftarcılık oynayan akılsızları hak etmediğini haykırmak istiyorum.