MAÇ önü yorumum ile özellikle ilk 18 dakika örtüştü. Merkezdeki 6 oyuncuyu kıyas ettiğimizde Raul-Ozan-Topal’ın total kalitesi gerek savunma/hücum dengesi, gerekse efektif oyun olarak Atiba-Oğuzhan-Sosa’dan daha iyi duruyordu. Hem kağıtta hem sahada böyle oldu. Ancak ne ben ne hiç kimse tahmin edebilirdi ki; Kjaer kendi kalesine bir gol, bir asistle 4 dakikada fişi çekecek. 30’LARDA Olcay’ın kaçırdığı pozisyonla maçın içinde kalan, Fernandao ile birkaç kez gole yaklaşsa da golü bulamayan sarı-lacivertliler için Tosic devreye girdi. Harika(!) bir kafa golüyle Kjaer’e nazire yaptı. 45 dakika oyuna bakılacak olursa üstün taraf yine F.Bahçe’ydi. Şenol hocanın Sosa’nın yerine Necip’i alarak savunmayı sertleştirdiği ikinci yarı süresince de hem top hem oyun yine deplasman takımında kaldı. Van Persie’nin golüyle yine umutlanan Kanarya’yı Gomez’in harika golü yere indirdi.F.BAHÇE’NİN FORVETİ ROBIN VAN PERSIE’DİRŞENOL Güneş yönetiminde bilhassa öne geçtikten sonra ‘mağlup edilmesi zor bir ekip haline dönüşen’ Beşiktaş önünde F.Bahçe’nin başlardaki oyunu, yoğunluğunu azaltarak sürdü. Bunda Markoviç’in sakatlanarak takımın hızının kesilmesinin de bir müddet etkisi oldu. Ancak sonra Volkan Şen etkili oldu ki; 2. golün hazırlayıcısıydı. Son olarak şunu ifade etmeli: Her türlü taht oyunu, güç savaşından bağımsız olarak bu takımın 4-2-3-1 veya 4-3-3 formasyonlarındaki golcüsü Van Persie’dir. Kalitesi, fizik kondisyonundan çok ileride olduğu için bu maçta olduğu gibi her maçta sonuç alıyor. Kalanı laf-ı güzaf olur! Muhteşem derbide ‘sonucu alan futboluyla’ kazanan Beşiktaş’ı yürekten kutlarım.