İLK yarı sonunda herkes aklından ‘bu oyun ve sonuç TT Arena’da olmalıydı’ diye geçirmiş olmalı. Oyun tam İstanbul oyunuydu çünkü. Rakibe alan bırakmayan, risk almayan, dolayısıyla hücumda kısır birG.Saray… Soyunma odasına golsüz gitme niyetinde bir düzenek! Diyeceksiniz ki Lazio ne yaptı? Onlar da ilk maçtaki hareketliliklerinden uzak 0-0’ın süregiden nimetlerinden yararlanıyorlardı. 18’de Wesley Sneijder, 42’de Biglia şutları dışında akılda kalan bir futbol zenginliği sözkonusu olmadı.ASIL maç 2.yarı başladı. 46’- 55’ arası G.Saray rakip sol tarafı zorlayarak 4 atak bulabildi! 56’29”daki Matri vuruşunun direkten dönmesi ‘acaba bir HENRY-TAFFAREL’ mucizesi mi sorusunu akla getirse dahi uzun sürmedi bu umut! 59, 61 iki gol yedik. 62’de Yasin ile bulduğumuz sayıyla ümitlenmeye başladık. 72’de Klose’den yediğimiz 3.golle her şey bitti. Game Over!HOCAYI artık anlamak çabamı geride bıraktım. Öyle bir faaliyet sonuç getirmiyor. 66’da takımın en iyisi Sabri’yi oyundan çıkarmak hangi futbol aklının ürünü merak ediyorum! Anlamaya gayret de etmiyorum. Bilal konusunda daha 4 gün önce yaptığı ‘özeleştirisinin’ dahi ardında durmadı. Şu yağmurlu zeminde en şut atabilen oyuncusu Bilal’i oyuna alay eder gibi 85’te aldı.ELDE KALDI TÜRKİYE KUPASIHOCA, bazen bizim zekamızla dalga edici işler yapıyor! Hakeza Selçuk’tur, Donk’tur, Chedjou’dur bu isimleri de anlama çabamı rafa kaldırdım. Bu ne isteksizlik, bu ne boş vermişliktir. Böyle eleştiriler karşısında en çok da ‘-biz istemiyor muyuz?’ sanıyorsunuz diyorlar.VALLA abiler! Sabri ve Wesley dışında isteyen bir adam, Muslera dışında aldığı parayı hak eden bir oyuncu göremiyoruz. Wesley demişken.. Onun da artık istemenin ötesine geçmesi, ‘etrafındaki futbol özürlülere rağmen’ daha fazla bir şeyler yapması lazım. Onun liderliği elde kalan tek hedef Türkiye Kupası’na bu ekibi götürecek! Yoksa gelecek karanlık oğlu karanlık!