ÖYLE bir sondan sonra insan maçın başını pek hatırlamak istemiyor aslında. O hücumda etkisiz, organizasyondan uzak, dış şutları isabetsiz , top kayıpları ‘ahh vahh’ dedirten ilk çeyreği; hücumda toparlanıp savunmada büyük açıklar verilen, Webster’a dur denemeyen, ribaundlarda rakibe teslim olunan ikinci çeyreği kim hatırlamak ister ki.YAPILAN ‘doğru işler’in başladığı 3. çeyrek ve sürekli hale geldiği son çeyrek kalmalı hem bizim hem 12 DEV YÜREKLİ ADAMımızın aklında! Emir-Ender ikilisinin organizasyonlarını, Sinan Güler’in savunmadaki mücadelesini, attığı sayılarla taçlandıran Barış Hersek var maça dair kalan hafızamızda. Bariz sayımızı vermeyip teknik faulle son çeyreğe uğurlayan hakemin de art arda sayılarını sıralayan Webster’ın da engel olamadığı o inanç bize kalan maçtan sonra. Oğuz’un yılmadan verdiği savaş, Kerem Tunçeri’nin Türkiye’deki son dünya şampiyonasından İspanya’ya götürdüğü ruhu vardı sahada.DARISI DİĞERLERİNEYÜREKLER ağızda izlediğimiz mücadelenin sonunda çektiğimiz ‘derin ohhh’un sahibi bu takım, başladığı gibi değil tamamladığı gibi devam etmeli şampiyonaya. İlk maçlar zordur denir hep ama, fikstüre bakınca ilk maçtan daha zor bir mücadele var sırada. Dün de yazdığım gibi; talihsizlikler nedeniyle kadroda yer alamayan çok kıymetli oyuncular başta olmak üzere eksiklerimiz var şüphesiz. Ama Ergin Ataman ve ekibi önderliğindeki 12 Dev Adam oynadığı ilk maçta; inancını kaybetmeyen, pes etmeyen bir takım izleyeceğimizin sinyalini verdi aslında. Darısı Amerika mücadelesi başta olmak üzere diğer maçlara.30 Ağustos Zafer Bayramımız’da aldığımız galibiyet sonrası bu yazıyı yazarken kulağımda: Dünyaya meydan okursun göğsündeki armayla, salonları inletirsin attığın her sayıyla. Yerde sensin gökte sensin çünkü sen Bİ’ TANESİN...