AMilli Takım’ın Sırbistan maçı performansını değerlendirirken 2 önemli noktayı tekrar hatırlamak lazım. Birincisi koç Ergin Ataman’ın altını çizdiği hedef maçlar, diğeri de zorlu Almanya maçının üzerinden henüz 24 saat dahi geçmemiş olması. Aksi taktirde Sırbistan maçı genelindeki -özellikle ilk çeyrekteki- savunma performansını kabullenmek güç olur. Evet yorgun bir takım vardı sahada. Cedi’yi dahil etmezsek. O bir önceki akşam yaktığı ateşi pek söndürmemiş görünüyordu. HEDEF mi değil mi sorularıyla beklediğimiz mücadelede ‘Hedef maç değilmiş’ dedirten ilk yarı sonrası, ikinci yarıdaha gayretli bir performans gördük.İkili oyunlarda Semih’in sertliği, çember misafirperverliğimizin daha fazla sürmeyeceği sinyalini verdi. Ve o kritik cümle belirdi, ‘Hedef maç mı yoksa?’ Ama yanıt gecikmedi; son çeyrekte ikna olduk ki hedef maç bu değilmiş.İNANMAZSANIZ OLMAZBÖYLE karşılaşmaların bir çeyreklik dirençlerle kazanılması pek de mümkün olmuyor. Hele ki rakibiniz Sırbistan’sa. Teodosic’i, Kalinic’i, Raduljica’yı, Bjelica’yı bir çeyrekte alt etmek hayâlle eşdeğer. Başından beri niyetlendiğimiz 3.’lük, daha iyisi olur mu sorusunun yanıtını aramamıza biraz engel oldu belki. Ama her daim beklentinin üzerine çıkan bu takım, tıpkı İspanya maçında olduğu gibi ölçü almak istemediğimiz Sırbistan maçı sonrasında da beklentimizi yükseltecek performanslara imza atacak.İNANMAZSANIZ olmaz, ben inanıyorum. Lakin ufak da bir endişe duyuyorum; dar rotasyon kabulümüz fakat genişleyen rotasyonda performans seviyesi artmadan bu turnuvaya damga vurmakta zorlanır mıyız, onu da siz yanıtlayın.