FATİH Terim, Letonya maçını kazanmak adına büyük riskleri göze alarak, çok ofansif bir kadro ile sahaya çıktı. Maçın tamamında topa hakim olan, pas yapan, baskılı oynayan ve çokça pozisyona giren bir Milli Takım izledik. Orta saha merkezde Selçuk, iki stoperin önünde oyunu organize ederken, öne doğru oynayan 5’liden istenilen ise gol atmalarıydı. Özellikle Volkan Şen ve Gökhan Töre’den beklenen çabuklukları ile ağır defans oyuncularının arasında etkili olmalarıydı. Töre etkisiz kalırken, Şen ise gol noktalarında yeterince becerikli olamayınca pozisyonları değerlendiremedi.ARDA’NIN TEMPOSU YETERSİZFİZİKSEL olarak yeterli olmayan, hiçbir resmi maça çıkmamış Arda’nın büyük sorumluluk duygusuyla oynamasını takdir etsem de temposu yeterli değildi. Letonya’ya karşı böylesine ofansif bir kadroyla oynamak; gole ulaşamamak, riskleri de beraberinde getirdi. Rakip zaman zaman hızlı hücumlarla önemli pozisyonlara girdi.HOLLANDA’NIN puan kaybettiği günde, öne geçtiğimiz maçı 3 puanla kapatamadık. Arda, Çalhanoğlu, Şen, Töre, Burak ve Selçuk gibi oyuncular bu yetenek ve becerileriyle oyunsal olarak gol atabilmeliydiler. Maalesef goller şutlarla geldi. Kazanma coşkusu, inancı, sürekli gol atma konsantrasyonuyla oynamak; aceleci ve telaşlı oynamak anlamına gelmemeli!DÜN gece daha sakin, daha sabırlı oynayabilmeliydik. Bu sabırsızlıklık zaten hücumların, rakip ceza sahası civarı ve içinde gole dönüşmemesinin sebebiydi. Hele ki 1-0 öne geçtiğimiz maçı 3 puanla kapatamamak, Terim ve millilerin en büyük hatasıydı.Tek rakip HollandaMİLLİ Takım çok büyük bir fırsat kaçırdı. İzlanda ve Çek Cumhuriyeti artık rakibimiz değil. 3 gün sonra büyük finale çıkacağız. Artık tek rakibimiz Hollanda. Fatih Terim ve futbolcular umarım Hollanda’ya karşı aynı coşku ve inançla, ancak çok daha sabırlı oynayarak başarılı olurlar ve 3 puanı alırlar.